Beklenen potansiyel sürpriz ve Direniş'in son açıklaması ile geçilen yeni aşama
Yeni liderliğin şehit Nasrallah'ın ruhuna verdiği “sözün” anlamı nedir? General Kaani'nin aniden ortaya çıkması ve onurlandırılması ile ilgili beklenti oluşturan iddialar ne anlama geliyor? Potansiyel sürpriz nedir?
İNTİZAR - Lübnan'daki İslami Direniş'in operasyon odası tarafından dün yayınlanan ve Şehitlerin Efendisi Hasan Nasrallah'ın öldürülmesinden bu yana bir ilk olan açıklama, Lübnan'daki direniş için ve belki de Yemen, Irak, Suriye, Batı Şeria ve Gazze Şeridi gibi direnişin kollarını kucaklayan Arap ülkelerindeki diğer bölgeler için en tehlikeli olan yeni bir aşamaya geçişi işaret ediyor.
Bu aşamanın doğası ve özellikleri ile tüm bölgedeki angajman kurallarını ve güç dengesini değiştirmede oynayacağı rol hakkında konuşmadan önce, İbranice'ye çevrilen ve yayınlanan bu açıklamadaki bazı kilit noktalara bakmak gerekiyor:
İlk olarak: Açıklamada İsrail ordusunun Filistin'in kuzeyindeki yerleşim yerlerinde sivillerin evlerini ele geçirmesine ve Hayfa, Akka, Tiberya ve Safed gibi büyük şehirlerdeki yerleşim mahallelerinin içindeki binalarda subay ve askerleri için toplanma merkezleri kurmasına açıkça atıfta bulunuluyor. Açıklama, yerleşimcileri ordularının bu askeri toplantılarına yakın olmamaları konusunda uyarıyor, aksi takdirde önümüzdeki günlerde direnişin füzeleri için meşru bir hedef olacaklarını belirtiyor.
İkinci olarak: Düşmanın Lübnan sınırına çeşitli eksenlerde ilerleme ve sızma girişimlerinin tümünün, Direniş'in kararlılığı ve bu girişimlere karşı kahramanca direnişi sayesinde başarısızlığa uğradığını, büyük insan kayıplarına ve özellikle İsrail ordusunun teçhizatına, tanklarına ve zırhlı araçlarına zarar verdiğini teyit eder.
Üçüncüsü: Direniş inisiyatifi yeniden ele geçirdi, saflarını ve yapılarını yeniden düzenledi ve karar alma departmanı ile saha uygulaması arasındaki iletişim hatlarını sıkılaştırdı.
Dördüncü olarak: Şehit Nasrallah'ın siyasi ve askeri mirasını koruyarak ve onun yolundan gideceğini açıkça teyit ederek ve geçen Ekim ayının 8'inde başlayan yıpratma savaşının bir parçası olarak tek bir İsrailli yerleşimcinin bile Direniş'in füzelerinden canlarını kurtarmak için kaçtıkları kuzey yerleşimlerine geri dönemeyeceğini açıklayarak ruhunu ortaya koyan bu taahhüt, Lübnan direnişi ile İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki imha savaşı arasındaki ayrımı yoğun bir şekilde destekleyen Lübnan'daki bazı partilere cevap niteliğindedir.
***
Açıklamanın verdiği en önemli mesaj, bir sonraki aşamada Lübnanlı sivillerin, başta Hayfa, Akka ve Tel Aviv olmak üzere işgal altındaki Filistin'in büyük şehirlerindeki muadillerinin ve belki de İsrail'in sivil ve askeri altyapısı ile havaalanları, limanlar, su ve elektrik istasyonları ve gaz platformları gibi çift kullanımlı tesislerin hedef alınması suretiyle korunmasıdır.
Bu açıklama yayınlanır yayınlanmaz İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırılarının yoğunluğunun azaldığı ve Direniş'in füze ve insansız hava araçlarının özellikle Hayfa, Tiberya, Tel Aviv ve Safed'de askeri personelin sığındığı ve sivil sakinlerini canlı kalkan olarak kullandığı sivil evleri hedef aldığı dikkat çekmiştir.
Netanyahu yerleşimcileri işgal altındaki Filistin'in kuzeyine geri gönderme vaadini yerine getiremeyecektir. Tam tersine, bombalayarak ve imha savaşını Lübnan'a taşıyarak sayılarının iki katına çıkmasına ve insansız hava araçları ve füzeler şehirlerine ulaştığında büyük şehirlerdeki on, belki de yüz binlerce yeni kendileri gibi yerleşimcinin yerlerinden edilmesine yol açacaktır ve bu varış yakın olabilir ve beklenen İsrail saldırganlığına İran'ın tepkisiyle aynı zamana denk gelebilir.
Genellemelere başvurmakla suçlanmamak için, üzerlerine yağmur gibi yağan direniş roketlerinden kaçan 25.000'den fazla yerleşimcisinden tamamen boşalan işgal altındaki Filistin'in kuzeyindeki Kiryat Shmona yerleşimini örnek veriyoruz ve bu telaş içinde düşmanın Rıdvan Tugayları tarafından işgal altındaki Filistin'in kuzeyine sızma vakaları olduğunu kabul etmesini ve kalan yerleşimcileri dikkatli olmaları konusunda uyarmasını unutmuyoruz.
Denkleme dayanan yeni aşamaya geçiyoruz: Sivil sivile, liman limana, havaalanı havaalanına denklemine dayanan yeni aşamaya geçiş, sadece Lübnan'daki İslami Direniş'i değil, direnişin tüm kollarını bağlayacaktır ve İsrail yönetimi ile halkını ve onların “büyük amcası” Amerika Birleşik Devletleri'ni endişelendiren ve korkutan da budur.
Bugün İran Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf tarafından Lübnan'daki Direniş liderliğine iletilen ve Devrim Lideri Ali Hamaney tarafından bizzat Beyrut havaalanına uçarak iletmekle görevlendirilen mesaj, güvence, destek, direktif ve İsrail'in beklenen saldırganlığına İran'ın vereceği yanıtın kaçınılmazlığının teyidiyle dolu olabilir zira mesajı iletmek üzere bu sertlik yanlısı muhafazakar elçinin seçilmesi birçok anlam ve sinyal içermektedir.
***
Sonuç olarak, en büyük sürprizin Hizbullah liderleri ve kadroları arasında oybirliği ile desteklenen Seyyid Şüheda Nasrallah'ın halefi Seyyid Haşim Sefiyuddin'in hayatta kalması ve belki de İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı General İsmail Kaani'nin ortaya çıkması ve en yüksek madalyalarla onurlandırılması olacağını göz ardı etmiyoruz Devrim Lideri tarafında en yüksek madalyalarla onurlandırılacağına dair haberler ölümü ya da kalp krizi geçirmesi ve gözaltına alınmasıyla ilgili olarak “sevinç çığlıkları atanların” çıkardığı tüm kötü niyetli söylentileri ortadan kaldıran ve yoldaşı Bay Sefiyuddin'in hayatta kaldığını teyit eden iyi bir alamettir ve bunun için tek yapmamız gereken beklemek çünkü önümüzdeki günler bölgenin modern tarihindeki en tehlikeli ve önemli günler olabililir.
Abdulbari Atvan