Tesettür ve özgürlük
Tesettür her zaman beraberinde bir çok tartışmayı getiren konulardan biri olmuştur. Özellikle İslami tesettür çekici boyutlarının yanı sıra çeşitli toplumlarda çeşitli görüş ve bakış açılarıyla karşı karşıya gelmiştir. Burada İslami tesettür ve kadın özgürlüğünü ele almak istiyoruz.
Tesettür her zaman bir çok tartışmayı beraberinde getiren konulardan biri olmuştur. Özellikle İslami tesettür çekici boyutlarının yanı sıra çeşitli toplumlarda çeşitli görüş ve bakış açılarıyla karşı karşıya gelmiştir. İran toplumundaki kadın tarihine bakıldığında, İran halkının her zaman tarih boyunca güçlü ve zengin bir kültüre sahip olduğu, kendi kültürüne uygun olarak giyim tarzı ve dış görünüşüne önem verdiği, giyim kuşam tarzının her zaman kültürel değerler ve sosyal konumuna uygun olduğu anlaşılır. Kadınlar için giyim şartları ve dış görünümünün korunması, tüm milletlerin korumaya çalışması gereken kültürel bileşenleri olarak, söz konusu toplumun kültürel ve sosyal değerlerini gözler önüne seriyor. İranlı kadınlar İslam dinini saadete ulaştıran bir din olarak benimsemesinden itibaren İslami tesettürü kabul ederek, İran'ın çağdaş tarihinde tesettür yasağı gibi komplolara karşı canları pahasına direnerek mücadele etmişlerdir. Zira İslami tesettürün Müslüman kadının kişiliği, şahsiyeti ve iffetini koruduğuna inanıyorlar.
İslam dininde kadınlara tesettür farz kılınmıştır. Kur'an-ı Kerim ayetleri, İslam peygamberi ve Ehlibeyt imamlarının hadis ve vecizelerinde de İslami tesettür, alim ve İslam din adamlarının görüş birliği gereğince, kesin olan bir konudur. Kur'an-ı Kerim'in birkaç ayetinde tesettürün farz olması belirtilirken kadının iffeti ve hareminin korunması ise en az 10 ayette vurgu yapılmıştır. Örneğin Ahzab suresinin 59. Ayetinde şöyle buyuruyor:
Ey Nebî (Peygamber)! Zevcelerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına (mü'min kadınlara) söyle, cilbablarına sarınsınlar (örtünsünler). Bu, onların (cariye olmadıklarının, hür ve iffetli kadın olduklarının) bilinmesi ve onlara eziyet edilmemesi için daha uygundur. Ve Allah, Gafûr'dur (mağfiret eden), Rahîm'dir (Rahîm esmasıyla tecelli eden).
Bazılarının İslami tesettürün kadınların gelişmesi ve ilerlemesi için bir engel olduğunu savunmasına rağmen, tesettürün fıtri bir konu olduğu ve insan psikolojisinin sıhhati ile direkt bağlantılı olduğu günümüzde ispatlanmıştır.Kadınlar için tesettür fıtri bir yasadır ve bu fıtri yasadan yüz çevirmek kadını kendi hürriyetinden yoksun bırakmaktadır. Bağımsız sosyologlar, kadın için örtünmek ve tesettürün, insan toplumunun doğal gereksinimi odluğunu belirtiyorlar. Ünlü Fransız filozof Montesquieu, doğa kanunları uyarınca kadının kendisini korunası gerektiğini söylüyor. Zira erkek daha cesur ve korkusuz yaratılmışken, kadın daha fazla kontrol gücüne sahiptir. Bu yüzden aralarındaki bu tezat, örtünme ile yok olabilir ve bu sebepten dolayı tüm dünya milletlerinde kadının örtülü ve hayalı olması gerekiyor.
Psikolojik araştırmalar kadının örtünmesinin ruhsal temellere dayandığını ve kadınların ruhsal gelişimi için zaruri olduğunu gösteriyor. Aslında kadın ve erkeklerin giyiniş tarzındaki farkı, üstünlük, eşitsizlik ve kadının esareti olarak yorumlayanlar, önemli bir gerçekten gafildirler. Kadınlar ve erkeklerin ruhsal ergenliği belirli bir dönemden sonra birbirinden farklılaşıyor; aldatıcı propagandalara rağmen kadınların farklı giyinme tarzı, onların ruhsal gelişme sürecindeki bu farklılıklara dönerken, kökü ise insani fıtrata dayanıyor.
Belki de bu yüzden, kendine güvenmeyen ve inanmayanlar, sahip oldukları iç güzellikleri kafi görmeyerek dış görünüşlerini süslemeye çalışıyorlar. Buna karşı daha fazla anlayış veya gereken sosyal konuma sahip olan kadın ve erkekler, sade ve iffetli bir görünüşe sahiptirler. Burada dikkat edilmesi gereken konu ise kadının aile içinde kocasının dikkatini çekmesi ve evlilik hayatı için gerekli olan tüm çekiciliğini kocası için kullanmasının İslam tarafından vurgulanmasıdır. Kur'an-ı Kerim de Ahzab suresinin 55. ayetinde şöyle buyuruyor:
(Peygamber Eşleri'nin); babalarına, oğullarına, kardeşlerine, erkek kardeşlerinin oğullarına, kız kardeşlerinin oğullarına, kadınlara ve ellerinin (altında) malik oldukları (cariyelere) görünmeleri hususunda, onların üzerine günah yoktur. Allah'a karşı takva sahibi olun. Muhakkak ki Allah, herşeye şahittir.
Fakat kadın topluma karıştığı zaman, dişilik yönü yok olmalı ve seçkin bir insan olarak çeşitli alanlarda hazır bulunmalıdır. İslam'ın belirlediği ve tavsiye ettiği tesettür, kadının kerametinin korunması ile birlikte toplumda hazır bulunma iznidir. Eğer İslam kadının toplumda hazır bulunmasını istemeseydi, tesettür kurallarına gerek duyulmazdı. Tesettür toplumda sağlıklı bir varlık göstermek için bir araçtır.
Şimdi İslami tesettür ve özgürlük arasındaki ilişkiyi anlamak için Emir-ül Müminin Hz. Ali'nin (a.s.) tembihlediği bu konuya dikkat edelim. Hz. Ali (a.s.) Nehcülbelaga'nın 31. Mektubunda evladı Hz. İmam Hüseyin'e (a.s.) şöyle bir tavsiyede bulunuyor:
Nefsin, seni isteklere yöneltse bile nefsini bütün aşağılıklardan üstün tut. Zira kendinden verdiklerini bir daha elde edemezsin. Sakın başkalarına kul olma; çünkü, Allah seni hür olarak yarattı. Şerle ulaşılan hayır, hayır değildir. Güçlükle ulaşılan kolaylık da kolaylık değildir.
Bu yüzden insan kendi iradesini Allah'ın iradesine tabi tutarak kendi özgürlüğünü Allah'ın isteğine ve belirlediği çerçevede kısıtlaması daha iyi olur.
Bazıları insanın sosyal bir varlık olduğunu ve sosyal alandaki iradesinin başkalarının iradesi ile ortak olduğunu söyleyebilirler. Bu doğrudur ve bu yüzden insanın, iradeler ve halkın özgürlüklerin sınırlarını belirleyen ve dengeli hale getiren yasalar karşısında boyun eğmesi doğaldır. Başka bir ifade ile insana irade ve hareket özgürlüğü veren doğal haklar, sosyal alanda onun irade ve hareket özgürlüğünü, toplumun sağlığı uğruna kısıtlıyor.
İslami bakış açısında, yasaların tevhid ve ahlaka dayalı tedvin olduğu için özgürlük de bu çerçevede sınırlandırılıyor. İnsan, şer'i yasaların belirlediği tüm haklarını kullanmada özgürdür. Örneğin şer'i yasalar insanın istediği kadar ilim ve bilgi kazanmakta özgür olduğunu, İslami düzenin de bu haktan yararlanması için insana tüm imkanları sağlamasını istiyor. Fakat aynı şer'i yasalar, bazı kısıtlamaları da belirlemiştir. Aslında kısıtlama sayılmayan bu kurallar, toplumu kargaşa, başı boşluk ve laubalilikten kurtarıyor. Bunun örneği ise İslami görüşte, sağlıklı bir sosyal yaşamı garanti eden kadın ve erkek için belirlenen giyim tarzıdır.
Hali hazırda uygar ülkelerde de benzer kısıtlamalar söz konusudur. Eğer bir erkek çıplak veya gecelik ile evden çıkarsa ya da pijama ile çıkarsa toplumun haysiyetine aykırı davrandığı için polis tarafından gözaltına alınır. Bu konu sosyoloji açısından ne özgürlüğe ve ne de insani haysiyete karşıdır, ne zulüm sayılır ne de akıl dışıdır. Tam tersi örtünmek ve özellikle kadınların giyim tarzı da kadının saygınlığı ve kerametinin artması, ahlak dışı her türlü saldırıdan korunması için belirlenmiştir.
Bu yüzden, kadının özgürlüğü, onun fikri ve akli gelişmesi, bilgi düzeyinin yükseltilmesi, terbiyevi görevleri yerine getirmesi, sosyal işlerde mantıklı ortaklığı ile gerçekleşir. Temeli kadın hürmetinin korunmasına dayanan İslami tesettür, onların takva açısından gelişmesi, ahlaki faziletlerinin korunması ve kötülüklerden korunması içindir; bu yüzden onları kısıtlamazken, onların sosyal ve terbiyevi çalışmalarda etkin varlıklarını sağlayarak kolaylaştırır.
Bu konu İranlı kadınlarda açıkça görünüyor. Onlar İslam inkılabı sayesinde kazandıkları özel ve değerli konum ve şanına uygun olarak İslami tesettür ile alkışlanacak ilerlemelere kavuşmuşlardır. İranlı kadınların sağlık, yaşam umudu, bilimsel mertebelere ulaşmak ve sosyal alanlardaki ilerlemeleri, uluslararası toplumun itiraf edeceği kadar yüksek orana ulaşmıştır.
İranlı kadınların eğitimin çeşitli kademelerdeki ilerlemesi inkar edilemez. Üniversite öğrencilerinin %60'ı kız öğrencilerden oluşurken, bu gelişmekte olan oran, daha yüksek eğitim seviyelerinde de devam ediyor. Kadın genel pratisyenler sayısında %31'lik artış, uzman kadın doktorlar sayısının %40 artışı İranlı kadınların tıp alanındaki eşsiz ilerlemelerinin göstergesidir.
İranlı kadınların yasama, politika ve üst düzey yönetici koltukların %20'sine sahip olması, yürütme organlarında kadın danışmanı olarak İran çapında 817 kadının görev yapması, İranlı kadınların İslami tesettür ile kazandıkları başarılardır. Böylece İran topumunun özgürlüğe kavuşmak için tesettürden vazgeçmesi gerektiği iddiası, Batı'nın propaganda projelerinden biridir, zira İran toplumunda bu iddiayı kanıtlayacak hiçbir delil bulunmuyor.
Parstoday