Stockholm müzakereleri, Ensarullah için kazanç, saldırı koalisyonu için başarısızlıktı
90464-cats.jpg
Bu anlaşma Ensarullah'a uluslararası bir meşruiyet kazandırması ve topraklarını savunma hakkı vermesinden dolayı, Suudi koalisyonunun ihlalinin Ensarullah'a uluslararası toplum karşısında büyük bir kazanç sağladı. Suudiler ve müttefikleri, anlaşmayı ihlal etti ve şiddetli saldırılar düzenlediler. Bu durum, saldırı koalisyonunun söz konusu anlaşmanın sonuçlarından memnun olmadığını gösteriyor.

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Zarei: "Stockholm müzakereleri, Ensarullah için kazanç, saldırı koalisyonu için başarısızlıktır"

İNTİZAR - Geçtiğimiz Aralık ayında İsveç'in başkenti Stockholm'de Yemenli taraflar arasında düzenlenen müzakerelerin sona ermesinden bir hafta sonra, Taiz kenti ve Hudeyde limanında savaşan taraflar arasında silahlı çatışmaların şiddetinin azaltılması üzerine anlaşmaya varıldı. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, tarafların Hudeyde ve Taiz kentinde ateşkes ve esir takası üzerine anlaştığını açıkladı.

Yemenli taraflar arasındaki bu anlaşmanın, Amerika'nın başını çektiği küresel güçler tarafından desteklenen Suudi Koalisyon güçlerinin, 15 Mart 2015 tarihinde Yemen'de girdiği saldırılarının üzerinden dört yıl geçtikten sonra geldiğine dikkat çekmek gerekiyor. Yemenli tüm taraflar, anlaşmanın maddelerini uygulamak üzere fikir birliği sağladılar. Buna göre, Koordinasyon Komitesi Başkanı, Yemen'de çatışan tarafların anlaşmaya bağlı kalıp kalmadıkları hususunda, Birleşmiş Milletler'e haftalık rapor sunacak. Yemenli tarafların anlaşmasının boyutlarını daha iyi değerlendirebilmek için, "AlWaght" haber sitesi, Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Sadullah Zarei ile bir röportaj gerçekleştirdi.

Hudeyde anlaşması, Ensarullah'ın uluslararası ve yerel arenadaki konumunu güçlendirdi

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Sadullah Zarei, İsveç'in başkenti Stockholm'de Yemenli taraflar arasında gerçekleşen müzakereler sonucunda Ensarullah'ın elde ettiği kazanım ve başarılar hakkında konuştu. Uzman, bu anlaşmanın en önemli kısmının, çatışan taraflara Hudeyde limanında askeri saldırı düzenlemeyi durdurmayı mecbur kılması olduğunu belirtti. Suudi saldırı koalisyonuna ait savaş uçaklarının, geçtiğimiz günlerde bu anlaşmayı ihlal ederek bölgede bir dizi hava saldırısı düzenlediğine işaret eden uzman, bu anlaşmanın Ensarullah'a uluslararası bir meşruiyet kazandırması ve topraklarını savunma hakkı vermesinden dolayı, Suudi koalisyonunun ihlalinin Ensarullah'a uluslararası toplum karşısında büyük bir kazanç sağladığını ifade etti.

İsveç'te gerçekleşen müzakerelerden Ensarullah'ın elde ettiği bir diğer başarının, Riyad heyetinin onaylamamasına rağmen Hudeyde kentinden yabancı güçlerin çekilmesi meselesi olduğuna dikkat çeken Dr. Zarei, BM Genel Sekreterinin konu hakkındaki beyanının son derece açık ve kuşku götürmez olduğunu vurguladı. Uzmana göre, Hudeyde kentinde Ensarullah'a ve sivillere acımasız saldırılar düzenleyen koalisyonun güçlerinin büyük kısmının yabancı paralı askerlerden oluşmasından dolayı, bu durum Ensarullah'ın kazandığı önemli bir başarı olarak kabul ediliyor. Bu durumun sonucunda, Suudi Arabistanlı, Emirlikli ve Suudanlıların başını çektiği yabancı güçlerin bölgeden çekilmesinin, Ensarullah'ı güçlendireceği ve Yemenliler arasında gerçek ve ciddi müzakereler ile diyalogların gerçekleşmesine yardımcı olacağını söylemek mümkündür.

Suudi Arabistan ve BAE, Hudeyde anlaşmasının başarısızlığını yaşıyor

Dr Zarei, konuşmasının devamında, daha önce askeri güçlerinin Hudeyde'yi kontrol altında tutma zorunluluğunu şiddetle savunan Suudi Arabistan ve BAE'yi, Stockholm'de Yemenli taraflar arasında varılan barış anlaşmasını kabul etmeye götüren sebeplere değindi: "Hudeyde kenti ile ilgili üç ana görüş bulunuyor. Suudi Arabistan ve BAE tarafından desteklenen birinci görüş, istifa eden Cumhurbaşkanı Abdurrabbu Mansur Hadi hükümetine bağlı güçlerin, Hudeyde kenti ve limanını kontrol altına almasını öngörüyor. BM Yemen temsilcisi tarafından yapılan açıklamalara dayanan ikinci görüşte, Birleşmiş Milletler'e bağlı güçlerin söz konusu kenti ve limanı kontrol altına almasının gerekliliği vurgulanıyor. Ensarllah tarafından sunulan üçüncü görüşte ise, çatışma taraflarının bahsi geçen kentte hiçbir askeri çatışmaya girişmemesi zorunluluğuna odaklanıyor. Bu üç yaklaşım ışığında, İsveç'te Hudeyde kenti hakkında anlaşmaya varıldı. Ensarullah'ın vurguladığı üçüncü görüşün yer aldığı anlaşmanın şartlarının, BAE ve Suudi Arabistan tarafından onaylanmasının, bu iki ülkenin geçmiş stratejilerindeki başarısızlıklarından kaynaklandığını söyleyebiliriz."

Suudi Arabistan ve BAE, Stockholm anlaşmasının tüm maddelerini kabul etmek zorunda kalacak

Açıklamasının devamında, Yemenli tüm taraflar arasında kalıcı bir anlaşmaya varılması olasılığı işaret eden Dr. Zarei, şu ifadeleri kullandı: "Suudi Arabistan ve müttefikleri, Stockholm anlaşmasını ihlal etti ve geçtiğimiz birkaç gün içerisinde Yemen'de farklı bölgeler üzerine şiddetli saldırılar düzenlediler. Bu durum, saldırı koalisyonunun söz konusu anlaşmanın sonuçlarından memnun olmadığı anlamına geliyor. Bu noktada saldırı koalisyonunun, Yemenli taraflar arasında imzalanan anlaşmanın maddelerine açık bir şekilde meydan okumalarının, olumsuz sonuçlara yol açabileceğini söyleyebiliriz. Sonuç olarak, Suudi Arabistan ve BAE bu anlaşmanın neticelerini kabul etmek ve savaşın şiddetini sınırlamak zorunda kalacaktır."

Sahada yaşananlar ve politik gelişmeler ile, Ensarullah'ın siyasi pozisyonu ve konumunu hem Yemen içerisinde hem de dışında güçlendirmesi

Yemenli taraflar arasında imzalanan barış anlaşmasının, Ensarullah'ın siyasi arena ve sahadaki istikrarı üzerinde oluşturacağı etkilere işaret eden Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Sadullah Zarei, şu açıklamada bulundu: "Bu noktada Ensarullah, Yemen sahası içerisinde askeri konumunu güçlendirebilir. Çünkü onlar şimdiye kadar, Suudi koalisyonunun Yemen topraklarında gerçekleştirdiği saldırıların dört aşamasını da engellemeyi başardılar. Ensarullah'ın gerçekleştirdiği bu başarılar, Ensarullah gibi bir halk direnişi gücü ile Suudi saldırı koalisyonu arasında askeri araçların kıyaslanamayacağı bir dönemde geldi. Bunun yanı sıra, Ensarullah aynı zamanda Stockholm müzakerelerinde sergilediği yüksek beceri ve rahatlığı ile, diplomatik alandaki başarısını da göstermiş oldu. Bu durum, Ensarullah'ın güvenilir bir diplomatik öngörüsü olduğunu tüm dünyaya kanıtladı."

Kaynak: Al-Waght
Çeviri: Merve Soydaş