İslami Cihad Filistin'de nasıl İsrail'in en tehlikeli düşmanı oldu?
1285968.jpg
Hizbullah ile tıpkı bir Katolik evlilik gibi ideolojik bir ittifak kuran İslami Cihad, bunun yanı sıra İslam İran tarafından hassas silahlar ve uzun menzilli füzelerle güçlendiriyor. İslam Devrimi'nden bu yana İslami Cihad Hareketinin liderliği Tahran'daki yönetim ve elbette Lübnan Hizbullahı ile sıkı ve güçlü ilişkiler kuruyor. Öyle ki örgütün üyeleri İran, Suriye ve Lübnan'da eğitimler veriyor.

Yahudi medyası: Beha Ebu Ata'nın Netanyahu'yu sığınağa tıkmasından sonra İslami Cihad dönüm noktası yaşadı

İNTİZAR - Yahudi medyası geçtiğimiz günlerde İslami Cihad için “Hareket İsrail'e karşı savaşta nasıl Hamas'ın önüne geçerek İsrail'in en tehlikeli düşmanına dönüştü?” sorusunu ele alan bir televizyon programı yayınladı. İslami Cihad Hareketi ile ilgili araştırma ve incelemelerin yer aldığı programda İsrailli uzmanlar, eski bakanlar ve MOSSAD'dan eski güvenlik yetkilileri gibi çok sayıda isimle röportaj yapıldı. Röportajlarda, İslami Cihad şehidi Beha Ebu Ata'nın İsrail halkı ve liderliğinin aklından hiç silinmeyeceği, çünkü Aşdod şehrine füze fırlatılmasını emrettiğinde ve Netanyahu'yu toplantı salonundan kaçmak zorunda bıraktığı ve Netanyahu'yu küçük duruma düşürerek şahsına hakaret ettiği belirtildi.

Konukların programda yaptıkları konuşmalara göre, İslami Cihad hareketi geçmişte ve bugün İran'ın şımarık oğluydu ve öyle olamaya devam edecek. Hizbullah ile tıpkı bir Katolik evlilik gibi ideolojik bir ittifak kuran İslami Cihad, bunun yanı sıra İslam Cumhuriyeti tarafından hassas silahlar ve uzun menzilli füzelerle güçlendiriyor.

İsrailli programın konukları, El-Cihad'ın ilk lideri Dr. Fethi Şikaki'nin cihad düşüncesini 1979 yılındaki İran İslam Devrimi'nden ilham aldığı ve bu düşünceyi Filistin'e taşıdığını belirtti. Yorumculara göre, o zamandan bu yana İslami Cihad Hareketinin liderliği Tahran'daki yönetim ve elbette Lübnan Hizbullahı ile sıkı ve güçlü ilişkiler kuruyor. Öyle ki örgütün üyeleri İran, Suriye ve Lübnan'da eğitimler veriyor.

Programda konuşan konuklara göre, Filistin'in asi çocuğu İslami Cihad, Dr. Ziyade En-Nehale'nin yaklaşık iki yıl önce liderliği teslim almasını ardından, İran'ın daimi ve sınırsız desteği sayesinde daha radikal ve aşırıcı bir hal aldı. Dichter, En-Nehale'nin İslami Cihad liderliğini teslim almasından bu yana örgütün eskisinden daha düşmanca ve cesur hale geldiğini vurguladı. Filistin işleri analisti Gal Berger'in sözlerine göre, En-Nehale eski liderlerden şehid Şikaki ve örgüt kurucusu Abdullah Şallah'tan çok farklı bir kişiliğe sahip ve harekete uzun yol kat ettirdi. İşgal ordusunun eski orta bölge komutanlarından biri olan General Yisrael Ziv, İslami Cihad'ın İsrail karşısında küçük bir askeri örgütten büyük ve tehlikeli bir orduya dönüştüğünü vurguladı.

Şin Bet güvenlik servisinin eski Genel Sekreteri ve Likuid Partisi Milletvekili Avi Dichter, programa verdiği demeçte şu sözleri kullandı:

“Hamas'ın cephanesi son yıllarda çok güçlendi. Ancak İslami Cihad çok gelişmiş silahlar elde etti ve İsrail için taktiksel bir tehlike haline geldi. Çünkü Hamas'ın aksine İslami Cihad Gazze'deki nüfus ve geçimden sorumlu değildir ve bu nedenle İsrailli hedeflere karşı cesur askeri operasyonlar yürütüyor.”

Dichter şöyle devam etti:

“(İslami Cihad) Pratik olarak “kayıp oğuldur” ve İsrail için büyük bir meydan okuma olarak görülüyor. Unsurları ise şehadete, yani kahraman olarak ölmeye inanıyorlar. Bu temelde özellikle İsrail'e karşı şehadet operasyonlarında cesur eylemler yapıyorlar.”

Programın sunucusu İslami Cihad Hareketinin askeri cephanesinin, füzelerin hassasiyeti adedi, çeşidi bakımından Hamas'ın askeri cephanesinden daha üstün olduğuna işaret etti.

Programın konukları, Hamas hareketinin aksine İslami Cihadın İsrail ile müzakereleri reddettiği hatta üçüncü tarafların aracılığını bile kabul etmediğini belirterek, hareketin işgal devletine karşı zafer kazanmak ve onları haritadan sonsuza kadar silmek için cihadın tek yol olduğuna inandığını ifade etti.

İsrail'in eski Güvenlik Bakanı General Moşe Yalon şehid Ata Ebu Rabbu'ya düzenlenen suikast operasyonunun örgütle mücadelede önemli bir dönüm noktası olduğunu söyleyerek, aynı zamanda 2014 yazında gerçekleşen operasyondan bu yana ilk defa İsrail'in Filistinli liderlere karşı suikast politikasına yoğunlaştığına dikkat çekti.

İsrail'de yayınlanan programa göre İsrail Başbakanı kalabalık bir seçim toplantısına katıldığı sırada Ebu Ata, Yahudi devletinin güneyindeki Aşdod kentine yönelik füze fırlatılması emri verdi. Bu durum, Netanyahu'yu sıkı bir koruma altında yer altındaki sığınaklara kaçmak zorunda bıraktı. Programa göre, Ebu Ata, füze fırlatarak ve Netanyahu'yu kürsüyü terk ederek kaçmak zorunda bırakarak, çatışmada büyük bir dönüm noktası oluşturdu. Bu olay İsraillilerin liderliği ve halkı arasındaki farkındalığı yükseltti. Programın sunucusu Asaf Lieberman, “Hakikat zamanı “ adlı programın başında bu durumu doğruladı.

İsrailliler her zamanki gibi Hamas ile İslami Cihad arasındaki ayrılıkları derinleştirmek için uğraştı ve İslami Cihad'ın Gazze'de Hamas'a meydan okuduğunu ve Gazze'deki örgütün İslami Cihad'ın gelişmesinden dolayı endişe duyduğunu iddia etti.

İslami Cihad'ın yeni lideri yeni bir denklem oluşturdu: Bizler işgal rejimine direnişte karar alma ve güç konularında eşitiz. Bu durum, programın konuklarının da vurguladığı gibi Hamass'ı rahatsız etmez.

Zuheyr Andraos
Kaynak: Raialyoum
Çeviri: Merve Soydaş