İran ve Çin'in 25 Yıllık Kapsamlı İşbirliği Belgesi
iran-lideri-cin-in-yaptiklarini-unutmayiz-ene-8093722_x_o.jpg
25 Yıllık İran ve Çin Kapsamlı İşbirliği Belgesi de kazan-kazan ilkesi çerçevesinde her iki ülkenin çıkarlarını koruma altına almasının yanı sıra Amerika'nın tek taraflı siyasetlerinin de zayıflamasına neden olacak ve sonuçta küresel çok taraflılığı geliştirecektir.
Yazının bu ilk bölümünde İran ile Çin arasındaki anlaşmanın ve belgenin farklı boyutlarını, hazırlanış zeminini ve doğurabileceği sonuçları ele alacağız.
 
Bu bölümde bu belgenin İran ve Çin için önemi ve Batılı çevrelerin bu belgeye yönelik hasmane tutumlarını ele alacağız. 
 
İran İslam Cumhuriyeti ve Çin son kırk yılda ilişkilerini hep geliştirmiş ve mevcutta 40 milyar dolar kadar ticari ilişkilerine rağmen ticaret alanında da önemli adımlar atmakta kararlıdırlar. Çin İran'ın en büyük ticari ortaklarından biridir. Bu doğrultuda iki ülke de '25 Yıllık Kapsamlı İşbirliği Belgesi'ni imzalayarak gelişmekteki hızlarını arttırmak ve yeni vizyonlar belirlemek istemişlerdir. 
 
Bu amaç doğrultusunda son aylarda Tahran ve Pekin bu kapsamlı belgenin ön hazırlıklarını başlatmış ve anlaşma taslağını hazırlamışlardır. Bu belge nihai bir şekilde imzalanıp iki ülke parlamentosunda da onaylanırsa İran ve Çin'in siyasi, ekonomik ve kültürel alanlardaki işbirliklerinin yol haritasını belirlemiş olacaktır. Bu yüzden İran ve Çin akademik, ekonomik ve siyasi çevrelerinde bu önemli işbirliği anlaşması değerlendirilmektedir. 
 
Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping'in 2016 Ocak ayında Tahran'a ziyareti ve İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei ile görüşmesinin ardından İran ve Çin kapsamlı işbilrliği belgesinin ön aşamaları ciddi şekilde başlamış oldu. Aynı yılda ise kapsamlı stratejik ortak belgesi hazırlandı ve her iki tarafça da onaylandı. Bu belgenin 6'ncı paragrafında ise şu ifadelere yer verilmiştir:
 
"Tarafların ilişkileri geliştirmeye yönelik sağlam azmi ve de ekonomik kapasitelerin tamamlayıcı olduğundan dolayı ve de enerji, altyapı, endüstri, teknoloji ve diğer ortak alanların olmasından dolayı taraflar '25 Yıllık Kapsamlı İşbirliği Belgesi' etrafında müzakereler yapmaya ve istişarelerde bulunmaya karar verdiler".
 
Buna rağmen bu belgenin hazırlanış aşaması dört yıl kadar sürdü. Nihayetinde İran İslam Cumhuriyeti dışişleri bakanı Muhammed Cevad Zarif'in geçen yıl Pekin'e yaptığı ziyarette bu kapsamlı belge ve anlaşma tekrar incelendi ve ön aşamaları için gereken anlaşmalar imzalandı. 23 Haziran 2020'de ise İran İslam Cumhuriyeti hükümeti anlaşmanın taslağını "İran ve Çin stratejik kapsamlı işbirliği" belgesi adı altında onayladı. İslami İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise bu yeni adımı farklı alanlarda ilişkilerin geliştirilmesi için bir fırsat olarak değerlendirdi.  
 
Bu anlaşma "İran ve Çin 25 Yıllık Kapsamlı İşbirliği Belgesi" resmi adı ile tanındı. İçeriği ise siyasi alanlar, ikili güvenlik ve savunma işbirlikleri, tarım, ekonomi, kültür, bilim, turizm, petrol ve enerji, telekomünikasyon ve teknoloji altyapıları, ticaret, sağlık, taşımacılık, altyapı ve bölgesel ve küresel ikili siyasi işbirlikleri alanları ile ilgili oldu. 
 
Bu çerçevede yatırım ve finansman, uluslararası çevrelerde karşılıklı siyasi destek, terörizm ile mücadele, ortak tatbikatların düzenlenmesi ve savunma teknolojilerinin aktarılması da söz konusu oldu. Bu belgenin önemli noktalarından biri de Tahran ve Pekin'in ikili ticari durumlarda milli para birimlerini kullanmaya karar vermeleridir. 
 
İran'dan geçen stratejik koridorların güçlendirilmesi ve bu koridorlara yatırım yapılması, fosil yakıt ve enerji altyapılarına yatırım yapılması, İran'ın güney doğusunda bulunan Mekran sahillerinin geliştirilmesi için yatırım yapılması, İran'da 5'inci nesil internetin geliştirilmesine yardımcı olunması, mili istihbarat ağlarının güçlendirilmesi ve İran'ın barışçıl nükleer faaliyetlerine yardımcı olunması bu belgede işaret edilen başka önemli noktalardır. 
 
Bankacılık, mali, sigorta alanındaki işbirliklerin arttırılması, İran bankalarının şubelerinin Çin'de işe başlaması ve ortak İran ve Çin bankasının kurulması özellikle de SWİFT yerine iki ülkeye özel mali mesaj iletme sisteminin kurulması bu belgede değinilen başka hususlar oldu. Buna paralel olarak İran'ın çöl alanları ve bölgelerinde temiz enerji üretilmesi için yatırım bilgilendirme sisteminin güçlendirilmesi de bu işbirliği anlaşmasının taslağında yer alan başka maddelerdi.
 
İranlı akademisyen Abdürrahman Kahramanpur ise hem uluslararası düzenin hem de Çin'in dünyadaki konumunun son otuz yılda değiştiğini düşünüyor. Ona göre Amerika da Çin'in değişimlerine ayak uydurmak zorundadır. Nasıl ki Çin kendi milli çıkarları doğrultusunda hareket ediyorsa İran da aynı model çerçevesinde Pekin ile ilişkilerini geliştirmiştir. 
 
Bu anlaşmanın taslağından da anlaşıldığı kadarı ile 25 Yıllık İran ve Çin Kapsamlı İşbirliği Belgesi genelde ekonomik, endüstriyel ve mali işbirliklerin artmasına odaklıdır. Bu durum ise hiçbir ülkeye yönelik tehdit sayılmıyor ve sırf Tahran ve Pekin'in kazan-kazan ilkesine dayalı olarak vardığı bir anlaşma sayılır. Bu doğrultuda iki ülke de tüm kapasitelerinden yararlanabilirler. 
 
İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Eski Bakan Yardımcısı İbrahim Rahimpur ise bu hususta Çin ve İran'ın her ikisinin de kendi milli çıkarlarını takip ettiklerini ve İran İslam Cumhuriyeti'nin de diğer ülkeler ile ilişkilerini güçlendirerek  büyük ülkeler ile etkileşim içerisinde olmak ve kazan-kazan siyasetini izlemek istediğini düşünüyor. 
 
Buna rağmen Batılı medya organları bu belge ile İran kamuoyu fikirlerini karalamak için yeni bir kampanya başlatmış ve Tahran'ı kamuoyu baskıları altında bırakarak bu anlaşmanın son versiyonunu imzalamaktan vaz geçirmek istiyor. Bu doğrultudaki yazılardan biri de Petroleum Economist dergisi tarafından yayımlanmıştır. Bu yazı diğer hasım medyatik çevrelerce de kopyalanmış ve yayılmıştır. 
 
Bu çerçevede Washington D.C.'de George Town Üniversitesinde hocalık yapan Şirin Hunter ise bu 25 yıllık belgenin İran'ı Çin'e bağlı kıldığını İran'ın bağımsızlığını yok edeceğini öne sürdü. İşte bu tip garazkar analizler Batılı meyda çevrelerinin İran ve Çin arasındaki 25 yıllık belgeye yönelik kampanyasının bir parçasıdır. 
 
Buna rağmen "Ne Doğu Ne Batı" sloganı ile dış siyasetini yürüten İran İslam Cumhuriyeti için en önemli faktör milli kimliğin, bağımsızlığın ve toprak bütünlüğünün korunmasıdır. Aslında Çin dış siyasetinin son 60 yıldaki önemli ilkeleri de diğer ülkelerin egemenlik haklarına ve toprak bütünlüklerine saygı duyulması olmuştur. 
 
Buna ilaveten İran İslam Cumhuriyeti "Ne Doğu Ne Batı" temel ilkesine göre uluslararası düzende rol ifa etmeye çalışıp sulta düzeninin milli çıkarlarına zarar verecek bir çok kuralı da kabul etmemiştir. Ancak Çin ise aynı sulta düzeni kuralları çerçevesinde işini yapmış ve 2018 yılına kadar hiçbir alanda Amerika ile ciddi bir şekilde karşı karşıya gelmemiş ve hatta kimi zamanlar Amerika'nın İran'a yönelik maksimum baskı siyasetlerinin uygulandığı sıralarda İran'a eşlik etmiştir. 
 
Böyle bir ortamda Çin'in Amerika'nın normlarına dayalı düzene uyduğu, İran İslam Cumhuriyeti'nin ise bu düzeni sorguladığı müddetçe Batılı çevrelerin iddialarının tersine İran hiçbir zaman Çin'e uyan bir ülke konumuna gelmeyecektir. Bu doğrultuda analistler İran ile Şanghay İşbirliği Örgütü'ne odaklanırlar. Bu çerçevede İran 15 yıldır bu örgütün gözlemci üyesidir. Ancak Pekin bile İran'ın resmi olarak bu örgüte üye olmasını istemiyor. 
 
İran İslam Cumhuriyeti her daim Amerika ilkelerine dayalı ve sulta ekseni düzenini sorgulamıştır. Halbuki Çin'in diplomatik dili hiçbir zaman Amerika'ya sert tonlu ve saldırı eksenli olmamıştır. Belki de Çin'in en sert tutumu da Amerika ile koronvirüs tartışmaları ve ticari savaş sırasında görülmüştür. Bu da Çin ve İran'ın farklı düzeylerde uluslararası düzeni eleştirdiklerini gösteriyor. Bu eleştiriler hem benzerlikler hem farklılıklar taşıyor. 
 
Çin mevcut küresel düzeni eleştirse de İran mevcut düzenin tam karşısında duruyor. Bu yüzden Batılı medya çevreleri ve sosyal medyada İran aleyhindeki kimi çalışmalar İran İslam Cumhuriyeti'nin özü ve ilkeleri ile örtüşmemektedir. İran sadece bölgesel ve küresel konumunu güçlendirmek istiyor. Bunu da diğer süper güçler ile ilişkilerini geliştirerek yapmak istiyor. 
 
İran, doğal kaynaklar, madenler, enerji, eğitim görmüş insani güç, genç güç açısından zengin bir ülke olup stratejik ve jeopolitik güce sahip olan bir ülke olarak, Asya, Avrupa ve Afrika kavşağında yer almaktadır. Bu yüzden Çin başta olmak üzere dünyanın farklı ülkeleri ile enerji, ticaret ve hizmetler alanında işbirliği yaparak belirgin bir konuma gelebilir. 
 
***
 
Bu bölümde bu belgenin ekonomik ve siyasi açıdan önemini ele almaya çalışacağız.
 
Yukarıda sözünü ettiğimiz gibi İran ve Çin'in 25 Yıllık Kapsamlı İşbirliği Belgesi'nin en önemli bölümü ekonomik ve yatırım alanlarındaki işbirliklerin geliştirilmesi ile ilgili olmuştur. İran ve Çin'in iki antik ülke olarak ilişkilerinin 2500 yıllık mazisi vardır. Şimdi ise Çin, İran'ın en büyük ekonomik ve ticari ortağı sayılır. 
 
Çin'in İran'ın en büyük ekonomik ve ticari ortağı olması demek İran ekonomisinin Çin ekonomisi ile yapısal bağlara sahip olması demektir. Bu koşullar altında iki ülke 25 Yıllık Kapsamlı İşbirliği Belgesi'ni hazırlamışlardır. Çin Dışişleri Bakanlığı üst düzey uzmanı Pang Sen'e göre Çin İran ile enerji ve ticaret gibi farklı alanlarda şeffaf, aleni ve normal ilişkilere sahiptir. Bu işbirlikleri ise ne Çin'in uluslararası taahhütlerine ne de Güvenlik Konseyi kararlarına ters düşecek şekilde değildir. İki ülkenin milli çıkarlarına da zarar vermiyor. Bu yüzden bu işbirlikleri korunmalıdır. 
 
İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin söylediğine göre İran ve Çin işbirliği belgesinin en önemli bölümlerinden biri de İran'ın  Çin'in "Bir Kuşak Bir Yol" gibi dev projelerde rol alması için temel projeler ve altyapı geliştirme projelerinin yapılmasındaki katılımının sağlanmasıdır. Bu çerçevede ülkelerin daha ucuz ve daha kolay transit amacı ile uluslararası koridorlara erişiminin rekabete dönüşmesinden dolayı sırf İran için değil ticari mallarını Orta Asya ve Hint Okyanusu'na taşımak isteyen tüm ülkeler için çok önemlidir. Çünkü İran bağlantı köprüsü olarak bölgesel piyasaları birbirine bağlayabilir. 
 
Bu yüzden kuşkusuz İran'ın stratejik konumu Çin tarafından da iyice kavranmıştır. Tahran ise siyaset belirleme, ulaşımı kolaylaştırma, serbest ticaret, mali yakınlaşma ve birleşme ve de halklar arasında bağ kurma gibi beş açıdan Çin'in Bir Kuşak Bir Yol projesine katkıda bulunabilir. 
 
İran ve Çin'in 25 Yıllık Kapsamlı İşbirliği Belgesi'nin ikinci ekonomik önemi ise enerji ve petrokimya alanlarında yatırım yapılmasıdır.  Enerji alanında İran ve Çin bir anlamda karşılıklı bağlı olma durumundadırlar.  Çin ciddi şekilde İran'ın petrol piyasalarına bağlıdır ve Tahran da  petrol ve doğalgaz alanında dış yatırıma ihtiyacı vardır. 
 
Amerika Başkanı Donald Trump'ın Çin'e karşı başlattığı ticari savaş yüzünden Washington ve ortaklarının Çin'i petrol yaptırımlarına tâbi tutması da muhtemeldir. Bu yüzden Çin hükümeti yıllar öncesinden uzak ufukları çerçevesinde enerji piyasalarını çeşitlendirmeyi düşünmüştür. 
 
Çin'in enerji ortakları da sayılan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin Fars Bölgesindeki Arap petrol zengini ülkeler olarak Amerika sultası altında oldukları yüzünden Pekin'e karşı ekonomik ve ticari baskıların artması sonucu Amerika siyasetlerini izleyerek Çin'i petrol yaptırımlarına tabi tutması da muhtemeldir. Bu yüzden Pekin uzak görüşü ile Amerika sultasından uzak olan İran İslam Cumhuriyeti ile istikrarlı ve emin bir şekilde işbirliği yapmak istiyor. Bu çerçevede Pekin Amerika ekseninden uzak bir şekilde Çin ve İran'ın istikrarlı işbirliği için zemin hazırlamak istiyor. 
 
İran ve Çin ortak ticaret odası başkanı Mecid Reza Hariri ise Çin ve Amerika arasındaki ekonomik gerilimlerin İran ve Çin arasındaki siyasi ilişkileri etkilemeyeceğini belirtirken ancak Amerika yaptırımlarının İran'ın tüm dünya ile ticari ilişkilerine etki yapacağını söyledi. 
 
İran ve Çin'in 25 Yıllık Kapsamlı İşbirliği Belgesi'nin ekonomik ve mali açıdan üçüncü önemli özelliği ise ekonomik ve ticari ilişkilerde ve alış verişlerde doların sultasından kurtulmak için yapılan döviz anlaşmalarıdır. Çin bu çerçevede 86 ülke ile doların ticari alım ve satışlardaki sultasından kurtulmak için ikili anlaşmalar imzalamıştır. Bu doğrultuda Çin hükümeti Petro-Yuan'ı Petro-Dolar'ın alternatifi olarak Şanghay borsasında tanıtmıştır. Bu yüzden İran ve Çin arasında ikili parasal anlaşmalar da iki ülkenin doların sultasından kurtulmasına yol açabilir. 
 
İran ve Çin'in 25 Yıllık Kapsamlı İşbirliği Belgesi'nde mali açıdan önem taşıyan dördüncü husus ise küresel mali alana olan stratejik bakıştır. Çin, küresel finans alanında Asya Altyapı Gelişme Bankası'nı, İpek Yolu Finans Fonu, BRİCS rezerv fonlarını kurarak, Yuan'ın Uluslararası Para Fonu'ndaki payını arttırarak önemli adımlar atmıştır. Bu yüzden İran ve Çin arasında finans işbirliklerine yönelik stratejik bakış iki tarafın da küresel finans işlemlerindeki rolünü pekiştirebilir. 
 
İran ve Çin'in 25 Yıllık Kapsamlı İşbirliği Belgesi'nin taşıdığı önemli hususlardan beşincisi de İran ve Çin'in teknoloji ve altyapı alanlarına odaklanmalarıdır. Amerika'nın İran İslam Cumhuriyeti'ne yönelik yaptırımlarına rağmen bu belge uzun vadeli olarak Çin'den İran'a teknoloji aktarımını sağlayabilir. Çoğu uzmanlar İran ve Çin'in görece avantaj ilkesine esasen bu alanda çok iyi işler yapabileceklerini düşünüyorlar. 
 
İranlı uzman ve Çin'e ihracat alanında uzmanlaşan Emir Hüseyin Adelcu ise bu hususta İranlı ihracatçıların Batı Asya'ya daha yakın bir kültüre sahip Çin'in Kuzey eyaletlerinden işlerini başlayabileceklerini söylüyor. Bu uzmana göre İran ürünlerinin Çin'de satılması için bir çok zemin ve etken mevcuttur. 
 
Finans ve ekonomi açısından öneminin yanı sıra 25 Yıllık İran ve Çin Kapsamlı İşbirliği Belgesi siyasi ve güvenlik açıdan da çok önemli bir anlaşma sayılır. Bu belgenin nihai olarak onaylanması halinde İran İslam Cumhuriyeti dünyanın en büyük ikinci ekonomisi ve geniş çaplı ticari ve güvenlik ve finans şebekelerine sahip bir ülke ile anlaşma sağlamış olacaktır. İran, güvenlik düzenlerde etkili varlık gösterme gibi stratejik bölgesel hedefleri çerçevesinde büyük güçler ile işbirliğine özel önem ayırmıştır. 
 
Kuşkusuz her ülke için küresel çapta stratejik bir ortağa sahip olması kaçınılmazdır. Bu yüzden İran ve Çin'in 25 Yıllık Kapsamlı İşbirliği Belgesi çerçevesinde de İran ve Çin, karşılıklı saygı çerçevesinde deniz alanında da korsanlar ile mücadele, terörizm ile mücadele, gemiciliği destekleme, insan kaçakçılığı ve uyuşturucu ticareti ile mücadelede işbirliği yapıp stratejik ortaklık yapabilirler. İran ayrıca Asya Altyapı Yatırım Bankası'nın da kurucu ülkelerinden olup Çin'in Bir Kuşak Bir Yol projesini de desteklemektedir. 
 
İran ve Çin'in uluslararası alandaki stratejik siyasetlerinden biri de çok kutuplu düzeni desteklemek ve Amerika'nın tek taraflı siyasetlerine karşı çıkmaktır. Tahran ve Pekin  stratejik koalisyonları ile Batı'nın ekonomik, siyasi ve askeri alanlardaki baskılarını etkisiz hale getirebilecekleri hususunda hemfikirler. İran ve Çin uluslararası düzende gücün dağılımından yana olup hep çok taraflılığa vurgu yapıyorlar. Her iki ülke de stratejik ilişkilerin sağlanması için ortak stratejik çıkarlar, tehditler ve menfaatler çerçevesinde çalışılması zaruretini biliyor. Bu açıdan İran ve Çin, Amerika diye bir tehdit ve sorun ile baş etmeye çalışıyorlar. 
 
Çin, Amerika'nın tek yanlı baskıları ve girişimleri özellikle de son aylarda İran'a yönelik Güvenlik Konseyi yöneticiler konseyi kararlı üzerinden baskıları ile mücadele etmek doğrultusunda ciddi adımlar atmıştır. Bu çerçevede Çin dışişleri bakanı da BMT Genel Sekreterine mektup yazarak Pekin'in İran'a yönelik silah yaptırımlarına karşı olduğunu belirtmiştir. İran Çin'in toprak bütünlüğüne ve üniterliğine vurgu yaparak bu ülkenin içişlerine her türlü dış müdahaleyi kınamıştır. 
 
Çin uluslararası düzende gerçek düzeni kurma ve kendi konumunu finans, üretim, güvenlik ve bilim alanlarında güçlendirmek doğrultusundaki kimi hedeflerini gerçekleştirmek için diğer ülkeler ile özellikle de İran İslam Cumhuriyeti gibi önemli ülkelerle stratejik işbirlikleri yapmak zorundadır. Bu çerçevede 25 Yıllık İran ve Çin Kapsamlı İşbirliği Belgesi de kazan-kazan ilkesi çerçevesinde her iki ülkenin çıkarlarını koruma altına almasının yanı sıra Amerika'nın tek taraflı siyasetlerinin de zayıflamasına neden olacak ve sonuçta küresel çok taraflılığı geliştirecektir. 
 
Her halükarda ise İran ve Çin ilişkileri son kırk yılda hep gelişmiştir. Tahran ve Pekin  tüm alanlarda bu ilişkileri karşılıklı saygı çerçevesinde derinleştirmeye ve pekiştirmeye çalışmışlardır. Bu yüzden 25 Yıllık Kapsamlı İşbirliği Anlaşması'nın sağlanması yönündeki yaklaşımları, iki ülke arasındaki ilişkilerinin ufkunu daha da aydınlatmakta ve bir yandan da bölgesel ve küresel meselelerde etkili güçlerin ilişkilerini de geliştirmek ve pekiştirmektedir. Mevcut dönemde ülkelerin tek başına ekonomik ve siyasi ihtiyaçları ve taleplerini karşılaması da mümkün değildir. Bu açıdan bu işbirlikleri stratejik öneme sahiptir. 
 
Parstoday