Gazze Üzerinde Yeni Şeytani Planlar ve Uzlaşı Hükümetinin Akıbeti
22.06.2015

Gazze Üzerinde Yeni Şeytani Planlar ve Uzlaşı Hükümetinin Akıbeti

 

Bismillah

Siyonist rejimin neredeyse hemen her sene düzenlediği  askeri saldırıları ve uyguladığı katı ambargo yüzünden zor günler geçiren Gazze’nin, içinde bulunduğu  durumdan kurtulabilmesi için çeşitli girişimler yapılıyor ve öneriler sunuluyor. Ortadoğu dörtlüsü olarak bilinen ABD, Rusya ve Avrupa ülkelerinden tutun, Arabistan ve Katar’ın başını çektiği Körfez Emirliklerine kadar herkes Filistin sorununun barış yoluyla (!) çözülmesi ve Gazze’nin nefes alması (!) için yoğun bir diplomasi trafiği ortaya koyuyor. Bölgeye Avrupa ülkelerinin dışişleri bakanlarının veya özel temsilcilerinin biri gelip diğeri gidiyor. Bilindiği gibi Ortadoğu dörtlüsü adına en son Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius bölgeyi ziyaret etti.[1]  Fakat tüm diplomatik çabalara rağmen  hiçbir ülke bir türlü sonuca ulaşamadı. Hatta onlar bölgedeyken, tam bir sene önce büyük ümitlerle kurulan Uzlaşı Hükümeti’nin başbakanı Rami el-Hamedallah, Abbas’a istifasını sundu.[2]

Diğer taraftan soruna çözüm bulmak isteyen akademisyenler de konuyla ilgili tekliflerini kamuoyuyla paylaşıyorlar. Geçtiğimiz günlerde Mısırlı siyasi bilimler hocası büyükelçi Abdullah el’Eşal Gazze’nin kurtuluşu(!) için 5 maddelik bir reçete açıkladı.[3] El’Eşal’in reçetesi ilk başta masumane gibi görünse de içerisinde Filistin direnişini bitirecek ve Gazze’yi Siyonist Rejime teslim edecek birçok tuzaklar taşıyor. Mısırlı siyaset bilimci bu reçetesinde  hızını alamayarak Gazze’ye İran’ın değil Suud’un yardım etmesini ve Gazze’ye uygulanan ambargonun kalkmasıyla Türkiye-İsrail ilişkilerinin tekrar normale dönmesini arzuladığını da ifade etti.

Bendeniz bu yazımda hem diplomatik çabaların hem de öne sürülen reçetelerin tıkandığı noktaları ve neden başarıya ulaşamayacağını maddeler halinde ortaya koymaya çalışacağım.

1) Filistin sorununun çözümü ve Gazze’ye uygulanan ambargonun kaldırılması yönünde ABD, Avrupa, Rusya ve Körfez Ülkeleri tarafından yürütülen tüm diplomatik girişimler, Siyonist İsrail’in varlığını tanıma ve  güvenliğini teminat altına alma eksenlidir. Zaten Ortadoğu Dörtlüsünün yol haritasını ABD ve Siyonist İsrail belirlemiştir. Bu yüzden sahada başarıya ulaşma şansı yoktur.

2) Gazze sorunu daha doğrusu Hamas-İsrail sorunu, ateşkesin sağlanması ve ambargonun kalkması  bağlamından çıkarılıp Siyonist işgalin sonlandırılması  noktasına getirilmediği sürece diplomatik çabalardan hiçbir sonuç alınamayacaktır.

3) Gasıp İsrail zindanlarında tutulan Filistinli esirler kayıtsız şartsız salıverilmediği sürece diplomatik girişimlerin başarıya ulaşması imkansızdır. Çünkü görüşmeleri tıkayan  konulardan biri de esirler meselesidir.

4) Filistin silahlı direnişi, Hamas’tan İslami Cihad’a kadar on yıllardan beri İşgalci İsrail rejimi karşısında şanlı bir direniş göstermektedir. Bu aşamada söz konusu direniş gruplarının elde ettikleri askeri kazanımları, bir tiyatrodan ibaret olan diplomatik müzakerelerde taviz vererek kaybetmeleri mümkün değildir.

5) ABD, Batılı ülkeler, Siyonist Rejim ve Arap devletleri Filistin halkına ve direniş gruplarına güven vermemektedir.

6) Mesele, Filistin’e özelde de Gazze’ye hangi İslam ülkesinin yardım yapacağı meselesi değildir. Önemli olan yardım yapan ülkenin bunu hangi niyetle yaptığı ve yardımın içeriğidir. Bu noktada İran İslam Cumhuriyeti 36 yıldan beri hatta onun öncesinde rahmetli İmam Humeyni’nin fetvası ve desteğiyle 1963 yılından bu yana Filistin halkına ve Filistinli gruplara Siyonist işgale son verme adına yardım yapmaktadır. Yapılan yardımların büyük çoğunluğu da askeri malzeme ve teknoloji içeren yardımlardır. Ayrıca İslam İnkılabı siyasi sahnede de tüm baskılara rağmen Filistin davasının sözcülüğünü yapmaktadır.   İran bu noktada diğer ülkelerden ayrılmakta ve Filistin halkı için özel bir önem kazanmaktadır. Suud-i Arabistan, Mısır, Türkiye ve Katar gibi ülkelerse yaptığı maddi yardımlarda ve verdiği desteklerde Filistin halkını ve direniş gruplarını Siyonist İsrail’le anlaşmaya zorlamaktadır. Çünkü kendileri de İşgalci İsrail devletiyle diplomatik ilişki içerisinde bulunmakta ve birçok alanda ortak çalışmaktadırlar.[4] İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamanei’nin yıllar önce buyurduğu gibi, söz konusu ülkeler bu işbirlikçi politikalarıyla Filistin direnişinin Siyonist Rejim karşısındaki kazanımlarını çalmak istemektedirler.  

Son olarak Uzlaşı Hükümeti hakkında şunu söyleyebiliriz; bir sene önce büyük ümitlerle kurulan bu hükümet maalesef  genelde Filistin ve özelde de Gazze için hiçbir şey yapamamıştır/yapmamıştır. Bunda Mahmud Abbas’ın payı çok büyüktür. Bugün bir kez daha şunu açıkça görmekteyiz ki, Filistin’de Abbas’ın gölgesinin düştüğü hiçbir işin başarıya ulaşma şansı yoktur. Bu yüzden Filistin’i özgürlüğüne kavuşturacak tek seçenek direniştir.