Filistin İntifadasına Destek Konferansı'nın ardından
14.03.2017
Bismillah.
 
21-22 Şubat tarihlerinde Tahran’da 6.sı düzenlenen Uluslararası Filistin’e Destek Konferansı’na 80 ülkeden 700’ü aşkın davetli katıldı. Konferansın açılışında Parlamento başkanları, Filistin ve Lübnan direniş örgütlerinin üst düzey yöneticileri, STK temsilcileri, gençler ve direniş medyası mensuplarına hitap eden İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei konuşmasında Filistin direnişi ve intifadası ile ilgili çok önemli konulara değindi. Bu yazımızda söz konusu konuşmada üzerinde durulması gereken hususları analiz etmeye çalışacağız.
 
 
Filistin ve Kudüs davasına verilen destek azaldı
 
Konuşmaya başlamadan önce salondaki davetlileri şehadetinin yıl dönümü münasebetiyle Malcom X’in aziz ruhuna Fatiha ve İhlas surelerini okumaya davet eden İmam Hamanei, tarihin hiçbir döneminde bir milletin Filistin halkı kadar zulüm görmediğine işaret etti.
 
Bilindiği gibi büyük şeytan Amerika’nın 2003 yılında Irak’ı işgaliyle bölgemizde yaşanan acı olaylar ve son olarak da sözde Arap Baharı ile ortaya çıkan sarsıcı gelişmeler, Müslümanların Filistin ve Kudüs davasına olan duyarlılıklarını bir hayli azalttı. Batı Asya’da yaşanan krizlerin temelinde, krizi çıkaran emperyalist güçlerin Siyonist İsrail’in güvenliğini garanti altına alma saikinin yattığına vurgu yapan İslam İnkılabı Rehberi, Filistin adının İslam ülkeleri için bir vahdet ekseni olması gerektiğini söyledi. Ayrıca Filistin halkına ve direnişine siyasi desteğin verilmesinin önemine de işaret etti.
 
 
Kudüs intifadası mazlum fakat umut doludur 
 
Birinci ve 2. İntifadan farklı olan ve 25 Ekim 2015’te başlayan 3. İntifada ilk başlarda ‘Bıçak İntifadası’ olarak anılmasına rağmen ilerleyen günlerde ismini ‘Kudüs İntifadası’ olarak tarihte tescilledi. İmam Hamanei konuşmasında bu intifadayı mazlum fakat parlak ve umut verici olarak tavsif etti. Aynı zamanda bu intifadanın Filistin’in ve Kudüs’ün özgürlüğüne kavuşturulması yolunda büyük bir görev ifa edeceğini ve gasıp İsrail’e yeni bir yenilgi tattıracağının müjdesini de verdi.
 
‘Kudüs İntifadasının’ mazlum olarak nitelendirilmesinin en büyük sebebi, yukarıda saydığımız nedenlerden dolayı, kanaatimce Dünya Müslümanlarının bu direnişe gereken ilgi ve desteği vermemesinden kaynaklanmaktadır. 13-14 yaşındaki Filistinli genç kızlar ve erkekler, Siyonist rejimin Mescid-i Aksa’yı zaman ve mekan olarak ikiye bölme projesine ellerindeki ekmek bıçaklarıyla karşı çıktıkları için sokak ortasında Siyonist askerler tarafından yargısız infaza tabi tutuldukları bir ortamda Dünya Müslümanlarından cılız bir ses dahi çıkmamıştır maalesef.
 
Ayrıca ‘Kudüs İntifadasının’ liderlik kadrosu oluşmamış, Filistinli direniş grupları bu konuda henüz bir konsensüs sağlayamamıştır. Tabi bunda en büyük etken, intifadanın Abbas yönetimindeki Batı Yaka, 1948 yılında işgal edilmiş topraklar ve Kudüs’te devam ediyor olmasındadır. Hamas ve İslami Cihad gibi direniş grupları söz konusu bölgelerde rahat çalışamadıkları ve yeterli taban bulamadıkları için İntifadanın liderliğini üzerlerine tam olarak alamamışlardır. Tüm bu olumsuzluklara rağmen özellikle Kudüslü gençler İntifadayı sonuca ulaştırmakta kararlı ve azimlidirler. Yüce Allah’ın eli onların üzerindedir.
 
 
Direniş Filistin'i neden özgürleştiremedi? 
 
Uzlaşma yönteminin başarısız olduğunu ve Filistin halkı için tek seçeneğin direniş ve intifada olduğunun kanıtlandığını vurgulayan İmam Hamanei, ‘’Filistin Direnişi Neden Hala Filistin ve Kudüs’ü Özgürleştiremedi?’ sorusuna da cevap verdi. Direnişin Filistin İntifadasını canlı tuttuğunu ve Siyonist projeler karşısında engel oluşturduğunu vurgulayan Ayetullah Hamanei, bölge ülkelerinin bu şekilde işgalden kurtarıldığını belirtti.
 
Eğer bugün Lübnan’da 1982’de Hizbullah kurulmamış ve güçlenmemiş olsaydı Gasıp İsrail’in işgali sadece Güney Lübnan’la sınırlı kalmaz, Lübnan’ın tamamını ve Suriye’nin büyük bir kısmını içine alır ve Siyonistler Türkiye ve Irak sınırına kadar gelmiş olurdu. Aynı şekilde Gazze’de İslami Cihad ve Hamas kurulmamış ve silahlı direnişe başlamamış olsalardı, bugün Ürdün ve Mısır toprakları işgal altında olurdu. Öyleyse Müslümanlar, bazı vesvasil hannasların fısıltılarına ve dedikodularına kulak vermeden Lübnan ve Filistinli direniş gruplarına sahip çıkmalıdır.
 
 
Filistin Direnişi bölgesel ihtilaflarda taraf olmamalıdır  
 
İslam İnkılabı Rehberinin konuşmasında dikkat çeken hususlardan biri de, direnişin Lübnan ve Gazze zaferlerini aynı anda zikrederek Hizbullah’la Filistinli direniş gruplarının arasını açmak isteyen bazı ülkelerin ve oluşumların komplolarını boşa çıkarmasıdır. Direniş bir bütündür, ortak düşman Siyonist İsrail’dir.
 
Gazze ve Batı Yaka’daki direnişçi halkın tüm ihtiyaçlarını karşılamanın bölgedeki devletlerin, halkların ve dünyadaki tüm özgürlükçülerin görevi olduğunu vurgulayan İmam Hamanei, konuşması sırasında kendisini dikkatle dinleyen başta Hamas olmak üzere Filistinli direniş gruplarının liderlerine bölgesel ihtilaflarda taraf olmayın uyarısı yaptı.
 
Öte yandan Filistinli direniş gruplarını, yaptıkları yardımlarla esir almaya çalışan ve kendi bölgesel hedefleri için kullanmak isteyen başta Katar ve Suud olmak üzere bazı bölge ülkelerine de gönderme yapan Ayetullah Hamanei, ‘’Filistin direnişine yardım yapanların, bu yardımlardan dolayı onlardan özel bir beklenti içine girmeye hakkı yoktur’ dedi.
 
 
Direnişe bağlı olan her gruba destek vermeye devam edeceğiz 
 
İmam Hamanei’nin konuşmasındaki en dikkat çeken mesajlardan birisi de buydu hiç şüphesiz. Çünkü özellikle Hamas’ın 2008’de Siyonist İsrail’e ağır bir hezimet tattırmasının ardından bazı İslam ülkeleri Hamas’ı değişik vaatlerle kandırarak İsrail’i resmen tanıması için ikna etmeye çalıştılar ve bu faaliyetlerine hala da devam ediyorlar.
 
İşte! Ayetullah Hamanei bu tarihi uyarıyı yaparak özellikle Hamas liderlerine önemli bir nasihat vermiş oldu. Şu anda direniş bu büyük komployla karşı karşıyadır. Maalesef direnişe dost gibi görünen bazı ülkeler Siyonist Rejimle kapalı kapılar arkasında yaptıkları pazarlıklarda direnişi bir araç olarak kullanmak istemektedirler. Fakat Filistinli direniş örgütleri İmam Hamanei’nin uyarılarını dikkate aldıkları sürece bu tuzağa ve başka tuzaklara düşmeyecek, Filistin ve Kudüs’ün kurtarılması yolunda sağlam adımlarla ilerlemeye devam edeceklerdir İnşallah.