Bir gün değil her gün Dünya Kudüs Günü
21.06.2017
Bismillah.
 
Son yıllarda bölgemizde yaşanan işgal, savaşlar ve ekonomik-sosyal-kültürel buhranlar neticesinde Kudüs ve Filistin davasının iyice unutulduğu/unutturulduğu ve emperyalist-Siyonist ülkelerin ve onlara bağımlı gerici Arap rejimlerinin gemi iyice azıya aldığı bir zaman diliminde ihya edeceğiz Dünya Kudüs Günü’nü.
 
Bilindiği üzere 2015 Ekim’inde başlayan ‘Kudüs İntifadası’ Mescid-i Aksa’nın zaman ve mekan olarak bölünmesine bir itiraz olarak ortaya çıkmıştı. Şu ana kadar yüzlerce şehidin verildiği bu asil intifada da halen bir liderlik noksanlığı var gibi gözükse de, esasında özellikle Filistinli genç kız ve erkeklerin birbirinden bağımsız olarak yaptığı istişhad eylemleri, onların iman ve vicdanlarının rehberliğinde gerçekleşti. Her ne kadar Filistin sahasındaki direniş grupları arasında bu konuda tam bir insicam olmasa da, ‘Kudüs İntifadasının’ Filistinli gençlerin yüreğine iman hakikatini nakşeden yüce Allah tarafından yönlendirildiğini söylesek herhalde hata etmeyiz. Yaşanan tüm zorluklara ve ödenen ağır bedellere rağmen ‘Kudüs İntifadası’ Siyonist Rejimin kimyasını bozdu. Sivil, polis, yönetici ve asker Siyonistler her an bir saldırıya uğrama korkusuyla sürekli teyakkuzda yaşamak zorunda kaldılar.
 
Diğer taraftan işgal altındaki Kudüs’te ve Batı Yaka’da uykuları kaçan Gasıp İsrail, Mahmud Abbas yönetimindeki Filistin Özerk Yönetimi ve Mısır diktatörlüğünün de desteğiyle adeta intikam alırcasına Gazze’ye yönelik 11 yıldan beri devam eden acımasız ablukayı daha da ağırlaştırdı. Özellikle Gazze’ye açılan tüm sınır kapılarını ya tamamen ya da kontrollü olarak kapalı tutan ve tünelleri de yıkan Mısır ve Siyonist İsrail, Gazze’nin nefes almasını engelledi. Özellikle Gazze’ye verilen elektrikte kısıtlamaya gidilmesi bu sıcak yaz günlerinde zaten sadece dört saat elektrik alabilen Gazze’ye zulüm üstüne zulüm oldu. Hem Filistinli direniş gruplarının liderleri ve hem de dünyadaki izan sahibi siyasilerin de ifade ettiği gibi Gazze artık patlama noktasına geldi.
 
Bu arada Siyonist yerleşimcilerin ve askerlerin Mescid-i Aksa’ya yönelik baskınlarında da sistematik ve planlı bir artışın devam ediyor olması ve geçenlerde Siyonist Rejim polisinin mescidin içinde itikaf halinde olan Müslümanlara göz yaşartıcı bomba ile saldırması, İsrail’in Mescid-i Aksa’yı bir oldubittiye getirip tamamen işgal etmek için fırsat kolladığının göstergesidir.
 
Müslüman ülkelerin ve bu ülkelerdeki STK’ların pusulalarının artık Mescid-i Aksa, Kudüs ve Gazze’yi göstermemesini fırsat bilen terör rejimi İsrail öldürücü darbeyi vurmak için fırsat kollamaktadır. Özellikle Trump’ın iş başına gelmesiyle ümidi daha da artan bu habis rejim, Filistinli direniş gruplarını her yönden köşeye sıkıştıracak hamlelerle onları sözde barış masasına oturtmanın peşindedir.
 
Son günlerde yaşanan Katar krizinde görüldüğü gibi, yanlarına bölgedeki jandarmaları olan Suudi Arabistan, Mısır ve BAE’ni de alan ABD-İSRAİL-İNGİLTERE şeytan ekseni, kendilerine kayıtsız-şartsız itaat istemektedir. Bunların, ABD’nin körfezdeki en büyük askeri üssüne ev sahipliği yapan ve ABD’den en son 12 milyar dolarlık silah alan Katar’ın yarım yamalak bağımsız politikasına bile tahammülleri yoktur.
 
Yazıyı fazla uzatmamak için, Kudüs’ün işgalinin 50. yılına, Siyonist Rejimin zindanlarında 41 gün açlık grevi direnişi yapan ve İslam dünyasından yeterli desteği görmeyen Filistinli binlerce esirin içler acısı durumuna, Hamas’ın yeni siyaset belgesine ve Türkiye ile Siyonist İsrail arasında başta doğalgaz olmak üzere değişik konularda imzalanma aşamasında olan bir dizi anlaşmaya değinmek istemiyorum.
 
Herkes şunu çok iyi bilsin ki, izzet ve şeref isteyen milletler bedel ödemeye hazır olmalıdır. Filistin milleti 50 seneden daha fazla bir süredir bu bedeli ödüyor. Bu direniş yolunu sürdüren Filistin milleti er ya da geç zafere ulaşacaktır.
 
Bu aşamada dünya Müslümanlarına düşen görev ise, Filistin ve Kudüs davasını desteklediğini her fırsatta dünya kamuoyuna gösterecek faaliyetleri ortaya koymaktır.
 
İşte! Bu Cuma (23 Haziran) Ramazan ayının son cuması olması hasebiyle Dünya Kudüs Günü’dür ve meydanlar Müslümanları beklemektedir.
 
Ey Türkiyeli Müslümanlar! Eğer Mescid-i Aksa’nın, Kudüs’ün ve Gazze’nin içinde bulunduğu bu kötü şartlar sizi gerçekten üzüyor ve yüreğinizi yaralıyorsa, o zaman aranızdaki her türlü ihtilafı bir kenara bırakarak Türkiye’mizin tüm il, ilçe ve köylerinde Cuma namazlarının ardından Kudüs Günü yürüyüşleri düzenleyin ve basın açıklamaları yapın. Bu kutlu ve asil davaya sahip çıktığınızı tüm dünyaya gösterin. Gösterin ki, Siyonist İsrail Mescid-i Aksa’ya yan gözle bile bakmaya cesaret edemesin.
 
Biz, ‘Bir Gün Değil Her Gün Dünya Kudüs Günü’dür şuurunda olursak, mübarek Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın Siyonist işgalden kurtuluşuna bir gün daha yaklaşmış oluruz Allah’ın izni ve inayetiyle.