‘9 taş’ psikolojisi ile devlet yönetmek…
12.08.2015
Halk iradesinin modern biçimde beyanı olan seçimlerin arzu edilen şekilde tezahür etmemesi üzerine koskoca devlet ricalinin, görmüş geçirmiş koca koca adamların nasıl da oyunda istediği sonucu alamayan çocuk psikolojisine sarıldığını görmek; Devletlü şahsiyyetlerin omuz silkerek ‘bananecilik’ oynamalarını görmek; vezir-i azamların ‘ama önce o başlattı’ mazeretlerini milyonların önünde maddeler halinde sıralamalarını görmek bu makamların aslında özenilesi ve yüceltici makamlar olmadığı; bilakis alçalma merdivenleri olduğu hissiyatına sebep oluyor.
Bu arada ateş düştüğü yeri yakıyor, ocaklar sönüyor, anaların gözyaşları birbirine karışırken üstüne boynu bükük bebeklerin göz açması ‘anketör’lerin şevkini arttırıyor. Ha gayret birkaç puan daha hevesiyle altın vuruş sabahını düşlüyorlar.
“Bir hilal uğruna Ya Rabb! Ne güneşler batıyor…” nereden nereye evrildi sevgili İslamcı mahallemiz. Merhum Akif’in dile getirdiği ‘hilal’ neree ; 90 yıl sonra uğruna fidanların yatırıldığı ‘bilal’ nere…
Merhum Ziya Paşa fazla söze gerek bırakmamış:
“Bed-asla necâbet mi verir hiç üniforma / Zer-dûz palan vursan eşek yine eşektir”
***
Sultabneyli saldırısı ilginç noktalar ve soru işaretleri ile dolu bir olay.
Bir aydır devam eden çatışmalı süreç dolayısıyla her an tetikte ve dört göz açık beklemesi gereken güvenlik merkezi metropolun göbeğinde havaya uçuruluyor. Hadi bu saldırıyı kestiremedin, bir şekilde oldu. Ya sonrası? Gece 01.00 sıralarında bombalı saldırı oluyor ve binanın bir kısmı çöküyor, 10 kadar insan yaralanıyor. Bu andan itibaren çevrede geniş bir güvenlik çemberi ve sıkı bir çalışma beklenir. Bölgeye kimse yaklaştırılmaz. 06.45 te bu kez silahlı saldırı yapılmış aynı yere. Ertesi gece 02.00 sıralarında HDP ilçe binası kalabalık bir grup tarafından basılıyor, tahrip ediliyor.
Sorular:
1. Metropolün ortasında bomba yüklü araç nasıl gezebiliyor?
2. Patlamadan sonra oluşturulan güvenlik bölgesi dar mı tutuldu?
3. Sırtında silah çantası, elinde uzun namlulu silahı ile zırhlı aracın yanına kadar yaklaşmış saldırganlar nasıl farkedilmedi?
4. Patlama sonrasında da istihbarat ve güvenlik zaafı var mı?
5. Birkaç saat arayla iki kez saldırı yaşanan bölgede onlarca kişi nasıl bir araya toplanabiliyor?
6. İlçe merkezinde bulunan parti binasına yürüyen bu grubu polis görmüyor mu?
7. Yoksa görmezlikten mi geliyor?
8. HDP binasında birileri olsaydı sonuç ne olurdu?
9. Bu olaydan sonra anket verilerinde değişiklik var mı?
İhtimaller :
Ø Olaylar bir güvenlik ve istihbarat açığı ve zaafiyeti ve terör saldırılarıdır.
Ø Geceki patlamadan saatler sonra aynı yere hem de yaya olarak saldırı yapmak tamamen ‘cesaretin uç boylarında’ dolaşan toyların işidir.
Ø Verimli bir ortam bulduğuna inanan bir örgütün (HSB) tanıtım kampanyasıdır.
Ø ‘Stratejik bir aklın’ ürünü olarak ortak bir operasyondur.
Bu sorular ve ihtimaller gerçek olsun ya da olmasın İstanbul’da birkaç saat arayla birden çok saldırı oluyor ve bunlar önlenemiyorsa çıkan sonuç şudur:
Hiçbir yer güvenli değildir. Durum kontrol edilemez hale gelmiştir. Demek ki ülkenin huzuru da İstanbul’un asayişi de tehlike sınırındadır.
Çözüm, ‘tanrılara’ adanacak kurban sayısına ulaşmak değil; barış ortamını yaratarak ‘tanrıların’ besini akan kanı durdurmaktır.