Bir zamanlar bizler
19.05.2015
- Ebuzer’i anlatır, Ebuzer Tavrı’nı örnekler; Muaviye’nin haram sermayeli sarayına diş gıcırdatırdık.
- Sıffin’de Hakkın galebe çalması an meselesiyken mızraklara Kur’an takan Amr ve Muaviye’nin kurnazlığına imrenmez, aksine ahretlerine hayıflanırdık.
- İslam ehli içine fitne ve nifak eken Sıffin ashabını haktan sapmışlar görürdük.
- Diyaneti tağutun dayanağı ve ‘Devlet Dini’nin ‘Kabesi’ görür ve ilk kaldırılması gereken kurum görürdük.
- Dar’ul Harb’de oy vermek haram, siyasi partiler küfür sisteminin sac ayağıydı. Rahmetli Erbakan’a bile oy vermeyenlerimiz vardı.
- YÖK, küfür rejiminin gençlere gem vurma merkezlerindendi ve kesinlikle kaldırılmalıydı.
- MGK zulüm ve nifak odağıydı ve insan hak ve onurunu çiğniyordu. Kesinlikle lağvedilmeliydi.
- 1982 Anayasası darbecilerin, zalimlerin, tağutların güvenlik zırhıydı. Kabul edilemezdi. Tüm kurumlarıyla ortadan kalkmalı ya da değişmeliydi.
- İslam düşmanları ABD ve İsrail’e ‘Büyük Şeytan’ der ve meydanlarda onlara lanet okurduk.
ü Büyük Şeytan ve Şer Güçlerine direnen İran İslam İnkılabı’nı ve Hizbullah’ı bağrımıza basardık.
- Meydanlarda kitlelere yüzüklerimizi sermayemiz olarak gösterir; ‘bundan fazlasına sahip olduğumuzu gördüğünüzde bilin ki haram yemişiz.’ diyecek kadar hassas idik.
- Peygamberi ve seçkin sahabelerin örnek yaşamları dilimizden düşmez ve onların adaletini bayraklaştırırdık.
Bir zaman sonra “bizimkiler”
- Ebuzer’i defterlerinden sildiler ve Muaviye’nin sarayını yeniden inşa ettiler.
- İktidarın yağlı sofrası o kadar lezzetli geldi ki mızrak ucundaki Kur’an’ı alıp meydanlarda sallamaya başladılar.
- Sıffin meydanında türemiş haricilerin çağdaş versiyonlarına ‘mücahit, devrimci, ılımlı savaşçı ‘ rütbelerini verdiler.
- Diyanet’i dinle eşitleyip bugün diyanete eleştiri yönletenleri halka ‘Bunlar din düşmanı’ diye şikayet ediyorlar.
- YÖK’ü kaldırmayı unutup arzularına uygun revize ettiler.
- MGK dan bir zamanlar içeriğinde tehdit olarak yer aldıkları ‘Kırmızı Kitapları’ başkaları için kendileri hazırlıyorlar. ‘MGK zalimleri’ ile karşılıklı oturuyorlar.
- Darbeci ve zalim yasası olan 82 Anayasasını, toplumun istikrarı ile ambalajdadıkları şahsi istikballerinin varlık sebebi kılıp sarılır hale geldiler.
- Büyük Şeytan ile stratejik derinlikli ilişkiler geliştirip İslam karşıtı projelerde eş başkanlık yaparken; terör devleti İsrail ile tarihin anlaşmalarını ve ticaretini yapıyorlar.
- Bir yüzük olan sermayeleri sıfırlanamayacak sayıda yüzüklerle öyle ‘bereketlendi’ ki kaç yüzüğe tekabül ettiğini ömürleri boyunca hesap edemeyecek durumdalar.
- Peygamberi yaşam ve adalet ile kazanılan itibarları, altın varaklı kadehlerde, yaldızlı klozetlerde ve koca gövdeli çok odalı yapılarda arar hale geldiler.
- …ve ‘Hulefa-i Raşidin’e bir ekleme yapacakları gecenin sabahına uyanmanın hayaline bir sarılmışlar ki ; hayalin heyecanı bile uyutmuyor onları…