Erbain'de ilahi, ğaybi el...
10.11.2018
İmam Hüseyin (a.s)’ın şehadetinin kırkıncı gününün adıdır Erbain. Kerbela, üçüncü dünya ülkelerinden Irak’ın güneyinde yer almaktadır. Irak 1991 Körfez Savaşı'ndan sonra her türlü ambargoya tabi tutulmuş, 2001’de Amerika öncülüğündeki koalisyon güçlerinin işgaline uğramış, IŞİD ve benzeri tekfirci grupların saldırılarıyla alt yapısı, üst yapısı ve ekonomisi büyük yaralar almış bir ülkeden bahsediyorum.
Aşura gününden 40 gün sonra dünyanın farklı ülkelerinden yaklaşık 20 milyon ziyaretçi, Necef ve Küfe'den Kerbela'ya 90 km yolu yürümek için Irak’a akın ederler. Erbain yürüyüşün manevi ve siyasi boyutlarından ziyade 10 gün boyunca dünyanın en büyük açık hava akademisini andıran, bu akademinin kampüsünden bahsetmek istiyorum.
Dünyanın en büyük yürüyüşü,
Dünyanın en uzun yürüyüşü,
Dünyanın farklı ırklarını içinde barındıran en evrensel yürüyüşü,
Gönüllü insanların bir araya geldiği dünyanın en büyük davetsiz yürüyüşü,
90 km boyunca paranın geçmediği en büyük yürüyüşü,
Dünyanın en büyük ücretsiz açık büfesinin sergilendiği yürüyüş,
90 km boyunca milyonlarca insanın rezervasyonsuz yer bulduğu, yattığı, hizmet gördüğü dünyanın en büyük konaklama sahnesine sahip bir yürüyüş.
Enlerin en fazla olduğu bir yürüyüşün adıdır Erbain.
Milyon dolarları harcasanız, dünyanın en meşhur sanatçı kitlesini bir araya getirseniz de farklı ülkelerden bu kadar insanı bir araya getiremezsiniz, bir araya getirseniz de 90 km yürütemezsiniz, yürütseniz de 90 km boyunca bu insanları ücretsiz yedirip içiremezsiniz, ücretsiz konaklama yeri temin edemezsiniz, bunların hepsini yapsanız dahi 10 gün boyunca 20 milyon ziyaretçiye gönüllü hizmet edecek insanları bulamazsınız!!
20 milyon ziyaretçi, 10 gün boyunca en az üç öğün ücretsiz yemek, her öğün farklı çeşitlerden oluşmaktadır. Yani bu da günlük 60 milyon yemek eder. 10 güne çarptığımız da eder 600 milyon yemek. Bir öğün yemeği en ucuz 10 TL’den hesaplarsak kişi başı günlük 30 TL eder. Buna ara öğün yemekleri, sınırsız çay ve su, konaklama ve sağlık hizmetlerini de eklediğimiz de en düşük kişi başı günlük 60 TL eder, 10 gün kişi başı 600 TL eder bunu 20 Milyona çarptığımızda yeni sıfırsız tl ile 12.000.000.000 TL eder.
Tüm bu tahmini hesaplamaların ötesinde daha ilginç olan birkaç noktaya değinmek istiyorum:
1- Bu misafirperverlik ve sınırsız hizmet, bir üçüncü dünya ülkesinde, nispeten dar gelirli ve orta gelirli insanlar tarafından yapılıyor.
2- Yemek, çay alma sıralarında, konaklamalarda en ufak itme kalkma ve öne geçme gibi hareketlere rastlayamazsınız. Aksine burada herkes diğerini kendine mukaddem görüyordu.
3- 24 saat ücretsiz hizmetin ötesinde, bu hizmetin hiçbir yorgunluk belirtisi olmadan, büyük bir tevazu ve güler yüzle yapılmasıydı.
4- Gerek Küfe şehrinde, gerek 90 km yol boyunca ve gerekse Kerbela içerisinde gece gündüz hizmet verenlerin, ziyaretçilere karşı ısrarlı davetleri adeta insanı mahcup ediyordu.
5- Böylesine azim bir kalabalıkta hiçbir korku ve endişenin olmayışı bir tarafa, herkes sükûnet ve asayiş içerisinde amellerini gerçekleştirebiliyordu.
6- 20 milyon insanın Kerbela'ya akın etmesi ve bir şehirde toplanması, ufak tefek izdihamlara rağmen hiçbir ziyaretçinin burnunun bile kanamamasıydı.
7- Tüm bunlardan daha ilginç olan ise, bu azim kalabalığa gece gündüz çeşitli hizmetlerin yapılmasını organize eden resmi ve belirli bir komuta merkezinin olmayışıdır. 20 milyon ziyaretçi ve bunlara hizmet edenlerin hiçbir yerden emir almayışı, her şeyin zamanında ve kendiliğinden geliştiği bir organizasyondan bahsediyorum.
Böylesine azim bir organizasyonun komutası, ancak ilahi bir el ile tanzim edilebilir. Erbain yürüyüşü, ilahi mucizenin açık bir nişanesidir. Yukarda da söylediğim gibi günümüzün en güçlü ülkesi tüm ordusunu devreye soksa bile, 24 saat böylesine düzenli, alçak gönüllülükle, güler yüzle, kavgasız, münakaşasız, ücretsiz bir şekilde milyonlarca insanı organize edip hizmet etmekten aciz kalır.
Bu azim kalabalığın bir araya toplanması, müttehit olması ve kardeşçe hiçbir sorun oluşmadan yaşaması, Allah’ın insanlık camiasına bir lütfudur. Eğer insanlar Erbain'de olduğu gibi, hayatlarının diğer alanlarında da imanı önceleseler, aşıkana kulluk ve hizmet etseler, kardeşini kendi nefsine mukaddem görseler ve aynı fedakarlığı gösterseler, dünyamız bereket ve hayırlarla dolar, polise, askere ihtiyaç duymaksızın asayiş ve emniyet içerinde dünya ve yaşamımız medine-i fazılaya dönüşür.
“Eğer o ülkelerin halkları iman edip kötülüklerden sakınsalardı, göğün ve yerin bereket kapılarını yüzlerine açardık.” (Araf süresi, ayet-96)
Biri çıkıp şöyle diyebilir; hep olumlu ve güzel taraflarını anlattın da bu 10 günlük ziyaret boyunca hiç mi olumsuz bir şey görmedin, yaşamadın?
Hz.Zeyneb (s.a), Kufe'nin melun valisinin: "Gördün mü Allah kardeşine ve ailene ne yaptı?" sözüne karşılık verdiği cevapla cevap vermek istiyorum:
"Ben (Kerbela'da) güzellikten başka hiçbir şey görmedim."