“Allah’ın boyası (ile boyanmışız). Boyaması Allah’ın boyamasından daha güzel olan kim var?...” [Bakara: 138]

 

Allah’ın boyası…

Hak rengi.

Ve Hak rengiyle boyanmak…

 

Burada aklıma bir kısa hikayecik geldi:

Yeni evlenmiş bir hanımefendi, evlendiğinden beri her sabah balkona çıkar; “Âşığım sana ey boyacı!” diye seslenir dururmuş kendi kendine…

Bir sabah bunu fark eden kocasının kalbine bir ateştir düşmüş. “Ya ben acaba bir başkasını seven kimseyi mi kendime eş edindim?” diye söylenmiş. İçinde düşen kurt eşini takip ettirmiş ona. Bir sabah böyle, iki sabah böyle, üç, dört derken hemen her gün aynı sözleri duyar olmuş… Bir yandan da balkondan aşağıya bakarmış ki acaba hanımı aşağılarda gezmekte olan bir boyacıya mesaj mı vermekte bu sözleriyle!

Uzun zaman takip neticesinde bir yaramaz durum göremeyince konuyu eşine açmaya karar vermiş.

“Hele şöyle gel hatun! Kaç zamandır senin sabahları namazdan sonra balkona çıkıp şöyle şöyle söylediğini duyuyorum. Bir zamandır da içime kurt düştü, beni bağışla. Gizliden seni gözlemledim de. Ancak bir yaramaz durum da görmedim açıkçası. Ne iştir bu böyle? Senin bu âşık olduğun boyacı kimdir?” demiş.

Yüreği Hak aşkıyla yanan, Hak rengine boyanmış Allah Sevdalısı hanım manalı manalı eşinin gözlerine bakmış ve demiş: “Ey hayatım! Bak şu kâinata. Baharda bir renge boyanır, yazın bir renge. Sonbaharda ayrı, kışın ayrı. Her mahlukat kendine en yakışır boya ile boyanmış. Her dönemin insanları Hakk’ın emir ve yasakları ile zamanlarının en güzel ilahi emirleri ile boyanmışlar. Kullarını ve mahlukatın tümünü en güzeli ile boyayan Yüceler Yücesi Boyacı’dan başka kime âşık olabilirim ben?

O’nu bulan neyi yitirmiş olur, O’nu yitiren neyi bulmuş sayılır?”

Sevgili eşinden bu yürek aydınlatan sözleri duyan bey, hem su-i zannından dolayı biraz utangaç ve hem de böyle bir eşi olmanın sevinciyle mutlu olur ve Rabbine hamd eder.

 

Evet sevgili dostlar. Kainatın Boyacısının (c.c.) istediği renge boyanma günlerindeyiz her dem...

Hakk’a itaatimizle, halka yardımlarımızla, komşuluk ilişkilerimizle, ihtiyaç sahiplerini görüp gözetmekliğimizle, Kur’ân’la kuracağımız özel yakınlığımızla, salât ve niyazlarımıza daha bir dikkat etmekliğimizle, toplumsal duyarlılığımızı arttırmaklığımızla, kardeşlik, barış, adalet, hak, özgürlük ve tüm evrensel insanî değerlere sahip çıkmaklığımızla Allah’ın istediği renge bürünmemize katkı sunalım bu zaman diliminde...

Malum tüm peygamberler (Enbiyâ-Resûl) ve Allah dostları (Evliyâ) Hak renginde idiler. Muhalifleri de İblis renginde. Bizler de Hakk’a kulluk sunmakta olduğumuz tüm zamanlarda kesintisiz Allah rengine boyanmışlıklarıyla bizlere en güzel örnekliği sunmuş olan, Âdem, Havva, Hâbil, İbrahim, Musa, Asiye, İsa, Meryem, Muhammed ve onların takipçileri olan, Ali, Fatıma, Hatice, Hasan, Hüseyin, Zeynep vs. gibi Hak Dostlarının rengine bürünmeli, Kabil’in, Nemrut’un, Firavun’un, Ebû Cehil’in, Muaviye’nin, Yezid’in, Şimr’in, kısaca İblis’in renginden beri olmalıyız…

Hidayete erenlere, Hak rengine bürünenlere selam olsun…