Hacda Öldürülen Beş Bin İnsan, Satılmış Bir Suudi Kralı Kadar Olamıyor mu?
3.10.2015
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
 
Hamd âlemlerin rabbi olan Allah’a, salât ve selam, O’nun ve Resulüne, Ehl-i Beytine ve ökçeleri üzerinde gerisin geriye dönmeyen seçkin sahabesine olsun.     
 
İnsanlığın düşmanı, vahşi, canavar, zalim, müstekbir ve özelde de İran İslam Cumhuriyeti ile ümmetin yüz akı olan Hizbullah’ın düşmanı İsrail’in uşağı, İslam ümmetinin kutsal şehir, belde ve yer altı kaynaklarının işgalcisi, İngilizlerin üvey evlat ve kardeşleri, ABD’nin sadık dişsiz köpekleri, İslam dininin münafık ve haricileri, namus ve kutsal değerlerin yoksunları, şeref, haysiyet ve onur nasipsizleri, yaşam amaçlarını kadın, para, şöhret ve zina üzere kurguladıkları Suudi ailesi ve sultanları; Kutsal şehir ve belde olan, emin ev olan Rahman’ın evinde beşbine yakın, dini vecibelerini ve ibadetlerini yapmaya giden samimi Müslümanları katlederken ve katlettikten sonra, sanki hiçbir şey olmamış gibi hatta daha da korkuncu bu bir takdiri İlahi’dir deyip işin içinden sıyrılmaya çalışması alçaklığın daniskasıdır. Bütün dünya kamuoyunu ölü sayısında yanıltması rezalet ve çirkefliktir. Buda yetmezmiş gibi cenazelere olan saygısızlık… Gerçi diriye saygısı olmayan bir zihniyetten ölüye saygıyı beklemek fazla olur.
 
Suudi yönetiminin, dünya Müslümanlarının gözlerinin içine baka baka çöp toplar gibi kepçe ile ölüleri kamyonlara yüklemesi başlı başına bir faciadır. Bu ölü bedenlerin onların gözünde kokuşmuş bir çöpten öteye gitmemesi, onların hayvanlardan daha aşağı bir mahlûk olduklarını gözler önüne sermektedir. Daha bir yılı bile bulmayan kısa bir zaman önce Avrupa ülkesinde oniki kişinin öldürülmesi (Charlie Hebdo) sonucu tüm dünya ülkelerinin lider kadrosu, teröre karşı lanet mitingi ve işbirliği düzenlemişti. Acaba beşbine yakın insanın Suudi tarafından öldürülmesi o oniki kişi kadar değerli değil midir? Ve bu vakıa düşündürücü değil midir? Ya da bir çok ülkede bayrakların yarıya indirilip üç günlük yas ilan edilmesine neden olan, bir Suudi alçağının; bir zorba, zalim kralın gebermesi,  İslam âlemi için bu öldürülen beşbine yakın insandan daha mı büyük bir kayıptı?
 
Veya barbarların, tecavüzcülerin, vahşilerin, hapçıların, insan olamamışların, ABD ve İsrail’in dolar ve silahlarıyla Suriye’yi yıkmaya gidenlerden, birilerinin telef olması sonucu, hemen fatih camiine koşup gıyabi cenaze namazını organize eden Türkiye İslamcıları(!), acaba Suudi Amerika’nın beşbine yakın insan öldürdüğü bu bayramda, hayız, nifas, istihaze veya lohusadan dolayı namaz kılamayacak durumdalar mı?  Abdestsizler mi??
 
Başka bir açıdan irdelersek bu katliam normal mi? yoksa birilerinin gözüne girmek, birilerinden aferin almak, birilerine yaranmak, birilerinden koltuklarını sağlama almak adına bu vahşete girişmiş olmaları mı muhtemeldir? Çünkü geçmiş tarihlerde de birileri koltuğunu sağlama almak adına, birileri de o koltuğu sağlama alan adama yaranma adına Malik bin Nuveyre’ye saldırma olayını gerçekleştirmiştir. Şimdi bu zamanın alçak, namussuz, belam, firavun, nemrut, münafık, yezit, İsrail ve ABD’nin sadık dişsiz köpeği olan Suudi hanedanı ve sultanlarının; bu vahşetin hesabını ödemeden kurtulmaları, İslam âleminin boynunda vebal olarak yeterde artar bile. Ümmetin bu olayı takdiri ilahi olarak görmeleri Allaha ve resulüne ihanetten başka birşey değildir. Kıyamet günü, zalimler ve satılmışlar kendilerinin hak ettikleri azaptan kurtulacağını sanmasınlar. Bu Suudi alçakları bilmeliler ki bundan böyle hacda şeytanı taşlayan Müslümanlar, artık bu saatten sonra lanetlenmiş Suudi sultanlarını da taşlayacaklar biiznillah… KAHROLSUN SUUDİ AMERİKA !!!
 
Selametle