İmam Hüseyin aşkına diren EY KUDÜS!
13.03.2019

Ey Ortadoğu’da bulunan dünyanın en eski ve en ihtişamlı, görkemli olan şehir,

Ey Akdeniz’in kuzeyine süs olan gelin,

Ey Kübbet'üs Sahra ve Mescid-ı Aksa’yı barındıran geniş yürekli şehir,

Ey Müslümanların ilk kıblesini barındıran kutsal şehir,

Ey Nebilerin çıktığı şehir,

Ey ruhları aydınlatan ve doyuran şehir,

Ey iffet şehri,

Ey Resulullah’ın uğradığı bahçe,

Ey hüzünler şehri,

Biliyoruz şu an hüzünlü, gönlü yaralı, gözü yaşlı ve ümmete küskün olduğunu!

Karalar bağladığını, yas tuttuğunu, bağrındaki aşk ile kavrulduğunu…

Bilmediğimizi, görmediğimizi, hissetmediğimizi sanma!

Bu sadece şahsına olan körlüğümüzden değil, hayatın tüm alanlarında körlüğümüz devam etmekte...

Bu körlük sadece sana karşı yapılmış bir eylem değildir.

Yanı başımızda;

Açlık yüzünden ölenlere,

Yetim kalan çocuklara,

şiddet ve eziyete maruz kalan kadın, çocuk, yaşlılara,

küçücük yaşta hayatının baharı elinden alınan çocuklara, evlat acısını yaşayanlara,

sıkıntılardan çıkış yolu bulamayıp hayatlarına son verenlere,

hayatı tek başına sırtlamak zorunda kalan çaresizlere,

hastalarına ilaç alamayan ve ölümünü saat saat bekleyen kimsesizlere,

vücuduna istemediği kirli (paralı) ellerin dokunduğu,

zor ve şiddetle sahiplenilen kadın ve çocukların feryatlarına,

savaş mağduru kadın ve çocuklara,

yoksulluğun verdiği mahcupluğu hücrelerine kadar yaşayan fakirlere,

umudu dahi ellerinden alınan çaresizlere,

ortalıklarda sürünen yaşlı ve kadınlara,

huzur evlerine mahkûm edilen yaşlılara,

anne ve baba sevgisinden uzaklaştırılan koparılan körpecik çocuklara,

İnançlarından dolayı dört duvarlara sığdırılan yüreği büyük ama vücudu artık işlev göremeyen mağdurlara,

babalarına baba eve ekmek getiremiyor musun diye soran çocuklara vereceği cevabı olamayan babalara,

ev sahibinin telefonlarına cevap veremeyen kiracılara,

çocuklarının ısınması için ellerine saç kurutma makinesini verip ısının deyip yan odada intihar eden gencecik annelere,

vatansız bırakılanlara,

başını sokacak evi olmayıp milyon dolarlık camii avlularında yatıp donan evsizlere,

seni işgal eden Siyonist rejime dost ve müttefikimizdir diyenlere alkış tutanlara evet bunların hepsine kör ve sağır olmuşuz ey Nazlı Gelin KUDÜS!

Körlüğümüzün, kalbi kararmışlığımızın, vicdanı tatile göndermişliğimizin sadece sana karşı olmadığını bilmeni istediğim için bunları yazdım.

Yoksa biliyorum ki, sana karşı kör olmak, seninle beraber olamamak, seni dert edinememek, özgürlüğünün hayalini kuramamak, hak ettiğin değerin bilincinde olamamak,

bu yazılanların hiçbirisini dert edinememektir. Ağlamamaktır, hicap duymamaktır, hayâ perdesini yırtmaktır, haddi aşmaktır, dünya menfaati uğruna onurunu satmaktır, kaybetmektir, zillettir.

Senin bizden ne istediğini, nasıl bir duruş sergilememiz gerektiğini çok iyi biliyor olmamıza rağmen,

geçici dünya zevklerinden dolayı üzerimize düşen görevi layığı ile yerine getiremedik.

Evet, bu görevi yerine getiremeyişimizin üzüntüsünü yaşayarak,

istemsizce de olsa bu halimize, yaşamımıza, duruşumuza, takındığımız tavra hicap duyarak ağlıyor ve senden özür diliyoruz ey kırmızı çizgimiz!

Ey onurumuz!

Ey kutsalımız!

Ey namusumuz!

Ey itikadımız!...

Şimdi hakkımız ve yüzümüz olmamakla beraber senin şanına yakışır şekilde biz senden bir şeyler talep edeceğiz!

Ey Nazlı ve Nazenin KUDÜS!

Tüm mazlum ve mahrumlar adına,

“Kanımla yükselecekse ceddim Muhammed'in dini, ey kılıçlar doğrayın beni, alın bedenimi” diyen şehitler efendisi Kerbubela şehidi İmam Hüseyin aşkına,

İbrahim'in İsmail'den vazgeçtiği aşk ve iman aşkına,

Dertlerini sinesine çeken Hayberin kahramanı, Haydar-ı Kerrar, Esedullah, İmam Ali aşkına,

Zeyneb'in Feryadı aşkına,

Fatıma'nın masumluğu aşkına,

40 yıl önce, “Benim arzum şehit olmak ama şimdi değil. Ben, İsrail'le savaşta şehit olmak istiyorum” diyen Şehit İbrahim Hadi aşkına,

İmam Humeyni'nin Kudüs hakkında ki inancı ve imanı aşkına,

İmam Hamanei'nin Kudüs projesi aşkına,

Seyyid Hasan Nasrallah'ın mücadelesi aşkına,

Kasım Süleymani'nin cepheden cepheye koşusu aşkına,

Abbas Musavi, Eşi ve çocuğunun senin uğruna döktükleri pak kanları aşkına,

Şeyh Ahmed Yasin'in tekerlekli sandalyeye mahkûm edilmesi ve şahadeti aşkına,

İmad Muğniye'nin sayısız operasyonları ve paramparça olduğu davası aşkına,

Hizbullah'ın feda ettiği onca yeryüzündeki kanatsız meleklerin kanı aşkına,

Biraz daha sabret!

Biraz daha diren!

Çünkü özgürlüğüne az kaldı.

Necislerin o topraklardan kovulmasına az kaldı.

Bizi sekiz yıldır Siyonist rejim ve işgalci barbarların rahat nefes almasını sağlayan,

BOP, NATO, Amerikancılara karşı mahcup etme.

Sekiz yıldır direndin, sabrettin.

Üzülme zafer yakındır.

Beklenilen o büyük savaşın yakın olduğunu artık tüm dünya biliyor.

Siyonist rejimine son öldürücü darbenin vurulma plan ve hazırlıklarının yapıldığı ve sona gelindiğini iyi bilen dünya istikbarı artık önlem almada geç kalındığını kendileri de itiraf etmekte ey Hüzünlü Şehir.

Esad'ın İran ziyareti ve İmam Hamanei ile görüşmesi,

Suriye topraklarında ki terör unsurlarının her dakika kayıp ve imhaları,

Suriye ordusunun Siyonist rejim ile sınırı bulunan Golan tepelerine kayması,

fitnecilerin artık 2011 de ki gibi yaydıkları fitnelerde başarılı olamayışları,

Suriye devletinin İsrail ile savaşa hazırız açıklamaları özgürlüğünün habercisidir ey Kutsal Belde!

Direniş Cephesi’nin gündemindeki tek konunun KUDÜS'ün özgürlüğü ve bu kara lekenin bir an önce temizlenmesi ve ne olursa olsun KUDÜS'e yürümenin gerekliliği kurtuluşunun yakın olduğu delili ey Kudüs!

Mazluma can Zalime Zülfikar olan zamanın Malik Eşteri Süleymani’nin, Baba ( İmam Hamanei)'den emir beklemesi,

Şehid Hadi'nin babasının hazırlıklara son sürat hız vermesi,

Şehid Abbas Musavi'nin kanının çorak toprakları filizlendirmesi,

Şehid Muğniye'nin oğlunun babasının mirasını sürdürmesi,

Dünya Müslümanlarının ve mazlumların imamı, İmam Hamanei'nin bayrağı İmam Mehdi'ye teslim etmenin şevkinde olması,

Direniş'in seni her taraftan kucaklaması ve seni üzen o necis rejimi ortadan kaldırması an meselesinin olduğu göstergesidir ey hüzünlü ve yaslı Kudüs!

İmam Humeyni'nin torunları İmam Hamanei'nin çocuklarının Siyonist rejime bir kova su dökme dönemini geride bıraktıklarını, toplarla, mavzerlerle, füzelerle saldıracaklarını beyan etmeleri artık sonun yaklaştığını haber vermekte!

Bir kıvılcımın ateşlenmesi beklenmekte!

Direniş'in seni azad edeceği, ümmetin İmam'ın arkasında Kudüs'te namaz kılınması yakındır biiznillah!

Kardeşin kardeşe kırdırıldığı, zalimlerin sefa sürdüğü dünyanın değişmesi an meselesi!

Aşk,

Gözyaşı dökenlerin değil, şahsında gözyaşı dökülenin hakkı olduğuna göre,

Sen Direniş için AŞK'sın ey Kudüs!

Direniş’in Siyonist rejimin işgali altında bulunan sokaklarda boy göstermesi çok yalındır.

Hizbullah'ın Tel-Aviv'de görüntüleneceği, İslam Cumhuriyeti’nin Tel-Aviv'e füze armağan edeceği, Süleymani'nin Tel-Aviv'de operasyon yapacağı, Seyyid Hasan Nasrallah'ın Tel-Aviv'de halka açık alanda konuşma yapacağı, Şii ve Sünni Müslümanların Kudüs'te İmam Hamanei'nin arkasında namaza duracağı günler yakındır.

Bu temenniden ziyade hakikattir.

Çok yakın bir zamanda ey KUDÜS gözün aydın demek umudu ile.

Bize de Direniş ile beraber olma şuurunu ver Allah'ım.