Dost ve müttefik ABD bizi tokatlarken ağlama diyor!
6.03.2019
Üç tarafı denizlerle çevrili güzel ülkenin her karış toprağının Amerika ve NATO üsleriyle kuşatılmasına rağmen halen bu işgalci kuvvetleri her fırsatta dost ve müttefik ilan etme basiretsizliği ve ihaneti yürekleri parçalamakta.
15 Temmuzda üyesi olduğu NATO ve ısrarla dost ve müttefik ilan ettikleri küresel emperyalist ve şeytanların operasyonuna maruz kalan basiret ve feraset yoksunu beyinlerin, bir nebze de olsa ülkenin hava savunma sisteminin olmadığına, hava savunma sisteminin gerekliliğine olan inanç ve öngörü sonrası, ülkeyi bir arayışa girme sürecine soktu.
Bu arayış ülkeyi, hem NATO üyesi hem de NATO'nun kuruluş amacı olan ülke ile yani Rusya ile aynı masa etrafında oturma gibi içinden çıkılmaz ama zorunlu olan bir bir noktaya getirdi.
15 Temmuz darbe girişimi, hava savunma sistemi olmayan Türkiye'yi Rusya ile anlaşmaya yönelmek zorunda bırakmıştır. Her şeye rağmen yine de Stockholm Sendorumu’na tutulmaktan bir türlü kurtulamamışlardır o da ayrı bir hastalık.
Türkiye'nin Rusya'dan satın almayı planlandığı S-400 hava savunma sistemi yüksek etkili koruma kabiliyetine sahip bir savunma sistemidir. SSCB döneminde S-300 füzelerinin üretilmesinden sonra geliştirilmeye başlanan S-400 füze savunma sistemi 2007 yılından bu yana Rusya'nın silah envanterinde yer alıyor. Bu sistem dünyanın en iyi hava savunma sistemlerinden biridir. Savaş uçakları, radar tespit ve kontrol uçakları, keşif uçakları, balistik orta menzilli füze ve diğer gelişmiş hava saldırı araçlarını imha etmek üzere tasarlanmış bir sistemdir.
İşte böyle bir sistemi ülkeye taşıma noktasında Rusya ile anlaşmaya varan Türkiye, üyesi olduğu NATO, dost ve müttefiki olan Amerika'nın hatta “değerli dost Trump'ın” radarına takıldı ve şu anda da hâlâ radara takılı haldedir.
Bu anlaşma girişiminden dolayı daha iki gün önce ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Eric Pahon, Türkiye'yi Rusya'dan füze savunma sistemini satın almasının Washington ile Ankara arasındaki işbirliği için önemli sonuçları olacağı konusunda uyardığını açıklamıştı.
Sözcü “Türkiye'nin Rus yapımı S-400 sistemlerini satın alması, ABD ile Türkiye'nin savunma alanındaki işbirliği için ağır sonuçlar doğuracak” dedi. Yani açıkçası bu savunma sistemini almaması yönünde tehdit etti.
Bu tehditten sonra da savunma ihtiyaçlarının karşılanması için Türkiye'nin daha uygun alternatifleri bulmasına yardımcı olmak için çabaladıklarını,
önemli savunma sistemleri alımlarında NATO çerçevesinde ki operasyonel uyumun sağlanmasının önemini vurgulamıştık, diye ekledi. Kısacası, sizi hem vuracağız hem de ağlamayacaksınız, dedi.
-Size öyle bir hava savunma sistemini satacağız ki, biz size saldırınca bu savunma sistemi bir işe yaramayacak başkaları da saldırınca duruma bakacağız!
-Yani 80 yıldır size sattığımız daha doğrusu kakaladığımız ne kadar askeri araç silah ve teçhizatın kod ve koordinatları nasıl bizim elimizde ve bir tuşa bağlıysa bu savunma sistemi de öyle olmalıdır.
-Suriye’den sonra hedef sizsiniz, hazırlık yapıp önlem almanızı istemiyor ve buna müsaade etmiyoruz.
Hepimizin bildiği gibi Türkiye'nin Rusya'dan satın almayı düşündüğü S-400 füze hava savunma sistemi saldırı amaçlı değil savunma amaçlı bir sistemidir. Peki, bizim dost(!) ve müttefiğimiz(!) olan büyük şeytan ABD neden hava savunma sistemini almamıza müsaade etmezken, Düşmanımız(!) ve yayılmacı(!) olan İran buna karşı değildir? Bölgede en fazla füze gücüne sahip olmasına rağmen İran neden bu alıma karşı çıkmazken, büyükbaş Trump bu alıma ısrarla karşı? Sormazlar mı dost(!) ve müttefike(!) şayet sizin bize saldırma amacınız yok ise, neden savunma amaçlı bu sisteme karşı çıkıyorsunuz?! Bu savunma amaçlı sisteme karşı çıkmanız ülkemizi işgal etme düşüncenizi ortaya sermiyor mu?! Sizin saldırı amacınız yoksa bu sistemin NATO çerçevesinde ki operasyonel eşgüdüme uygun olup olmaması sizi neden ilgilendirsin ki?
Tamam, yıllardır bizi tokatlıyor ama ağlamamıza müsaade etmediğinizi biliyoruz.
Yalnız bu tokat atma değil, diri diri kesip doğrarken of bile dememizi yasaklamaktan başka bir şey değildir.
S-400 anlaşmasının gerçekleşeceğine inanmadığımız gibi, ihtimaldir ki bu anlaşmanın gerçekleşmesi Türkiye'nin NATO'dan kopuşu anlamına da gelebilir. Bu ihtimali göz önünde bulundurarak diyoruz ki; Türkiye'nin Amerika ve NATO tarafından daha fazla işgalini istemeyen halkın yapabileceği tek bir yol var ve bu yol meşru bir yol olmakla beraber çok basit bir yoldur.
Bu yol; tüm Amerika ve NATO karşıtı halkların, “Ey iktidar, satın almayı planladığın S-400 füze savunma sistemi anlaşmasının gereğini bir an önce yerine getirip, bu savunma sisteminin ülkede konuşlandırılması zorunluluğun vardır” deyip sahaya inmemizdir.
Umudumuz olmamakla beraber, istediğimiz odur ki iktidar S-400 anlaşmasını gerçekleştirsin.
Son olarak iktidar ve halka önerim rahmetli İmam Humeyni'nin,
“İzzet ve hayat, savaşımla elde edilir. Savaşımın ilk adımı irade sahibi olmak, ikinci adımı ise; dünya küfür ve şirkinin ve özellikle de Amerika'nın patronluğunu reddetmektir” sözünü hayatlarında tatbik etmeleridir.
Selam ve dua ile…
- 12 Mayıs 2022 Perşembe - Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni rejimin kurucusu değil emanetçisidir..!!!
- 4 Şubat 2022 Cuma - Siyonist işgalci çete olarak bildiğimiz Hâk taraftarı büyük devlet olan İsrail'den özür diliyor, Cumhurbaşkanımıza da teşekkür ediyorum..!*
- 7 Mart 2020 Cumartesi - Alptekin Dursunoğlu kimdir?
- 5 Mart 2020 Perşembe - İdlib ısrarı!
- 11 Şubat 2020 Salı - Askerin ölmesini değil yaşamasını, ülkenin kaybetmesini değil bağımsızlığını istiyoruz
- 10 Şubat 2020 Pazartesi - CHP'nin Kudüs sevgisini bilmem ama Amerikancı İslam'ın kaybettiği ortada!
- 8 Şubat 2020 Cumartesi - Açıkça BOP'tan yanayız diyemeyenler, Suriye'den mi yoksa Türkiye'den mi yanasınız diye soruyorlar
- 6 Şubat 2020 Perşembe - İDLİB!
- 13 Ekim 2019 Pazar - Bir beka sorunu varsa o da İsrail'in beka sorunudur
- 28 Eylül 2019 Cumartesi - De keremkın!
- 17 Eylül 2019 Salı - Anne ANNEDİR
- 13 Mart 2019 Çarşamba - İmam Hüseyin aşkına diren EY KUDÜS!
- 14 Aralık 2018 Cuma - Biletsiz ikramiye
- 10 Eylül 2017 Pazar - Sığ mensubiyetçi tavır ile esası kaybetmek
- 24 Nisan 2017 Pazartesi - Saraya biat edenin 'sarayı yıkan İmam'a iftirası
- 10 Nisan 2017 Pazartesi - İran ve Hizbullah'ı düşman görenler, Amerika ve İsrail'i dost görmekten kaçamazlar
- 17 Mart 2017 Cuma - ‘Elma kokusu’ ile cennete ve ‘lağım kokusu’ ile cehenneme gitmenin adıdır Halepçe...
- 24 Ocak 2017 Salı - Hamdolsun! Kanal 12 ve On4 TV kapatıldı, yoksa ülke bölünürdü (!)
- 17 Aralık 2016 Cumartesi - Ülkesindeki Suriyelilere hakkıyla sahip çıkamayanlar Halepliler için endişe ediyor öyle mi?
- 14 Aralık 2016 Çarşamba - Tasalanmayın Halep'e yolu -Allahın izniyle- DİRENİŞ açtı zaten
- 11 Aralık 2016 Pazar - İsrail öldürmeyi biz satmayı iyi biliyoruz
- 1 Kasım 2016 Salı - Tabular yıkılıyor hazır olun!
- 11 Ekim 2016 Salı - Yeni Kerbela Yemen'dir
- 1 Ekim 2016 Cumartesi - Siyonist Peres’e gözyaşı döken Siyonist sever lider ve iktidarlar
- 16 Eylül 2016 Cuma - Kıblesi Tel Aviv ve Washington olanların kıble ve hac endişesi!
- 3 Eylül 2016 Cumartesi - Onbir İmâmı görüp iman etmeyenler on ikinci imamı GÖRMEZ
- 14 Ağustos 2016 Pazar - İlahî adalet 'Cemaat'ten sonra BOP'çu İslamcılara da uğramak üzere
- 11 Ağustos 2016 Perşembe - Dünün ‘Cemaatçi’leri, bu günün mağdurluğuna oynuyor!
- 27 Temmuz 2016 Çarşamba - Suriye'de operasyona razı olanlar, kendi ülkesinde operasyon yer
- 13 Temmuz 2016 Çarşamba - Yat, kat, saray ve zinayı görmek istemeyen “İslamcı”ların, "eski çorap ve eski terlikler" karşısındaki çaresizliği
- 9 Temmuz 2016 Cumartesi - Hem laik hem Müslüman olunamayacağını söyleyen İslamcılar, hem Siyonist hem Müslüman oldular!
- 4 Temmuz 2016 Pazartesi - "Dünya Kudüs günü de nedir?" diyen akılsızlara...
- 30 Haziran 2016 Perşembe - İktidar mı haklı, gözü aç sihirbazlar mı?
- 26 Haziran 2016 Pazar - Esad zalimdir diyerek elini sıkmayan "İslamcılar" mazlum(!) Netenyahu'nun elini sıkmakta beis görmediler
- 24 Haziran 2016 Cuma - "Kahrolsun Filistin, yaşasın büyük İsrail projesi direnişimiz"
- 23 Haziran 2016 Perşembe - Mesele iftarın sevabı mı yoksa itibarın hesabı mı?
- 9 Haziran 2016 Perşembe - 'İmam' Amerika'nın adamı mı, yoksa korkulu rüyası mı?
- 6 Haziran 2016 Pazartesi - Bu hal ve zihniyet orucu bozar mı?
- 27 Mayıs 2016 Cuma - Kendi çirkefliklerini gizlemek için, sürekli düşman ilan eden İslâm kılıflı Siyonistler
- 2 Nisan 2016 Cumartesi - İslamcıların 90'lardaki talepleri ile 2015 icraatları 2
- 22 Kasım 2015 Pazar - İslamcıların 90'lardaki talepleri ile 2015 icraatları
- 15 Kasım 2015 Pazar - Hangi açıdan bakarsak bakalım sizler ikiyüzlü ve güçlüden yanasınız
- 14 Ekim 2015 Çarşamba - Deli Hüsam'ın yerli, milli ve dindar avukatları
- 9 Ekim 2015 Cuma - Yemezler beyler; BOP'çular, NATO'cular!
- 3 Ekim 2015 Cumartesi - Hacda Öldürülen Beş Bin İnsan, Satılmış Bir Suudi Kralı Kadar Olamıyor mu?
- 18 Eylül 2015 Cuma - Bu bayram, kurbanlıklarımızı siyonistlerle değil Yemen'le paylaşalım
- 15 Eylül 2015 Salı - Namluları birbirimize değil; ABD, İsrail ve NATO üslerine çevirelim