Kendi çirkefliklerini gizlemek için, sürekli düşman ilan eden İslâm kılıflı Siyonistler
27.05.2016
Canı sıkılanın, keyfi kaçanın, ticareti ters gidenin, koltuğundan olmak istemeyenin, günah batağına saplananın, dini kullananın, vatan, millet edebiyatı yapanın, tek adam sevdasına kapılanın, gayri ahlaki iş yapmada mahir olanın, ABD'ye müttefik, İsrail ile dost olmaya çalışanın, zalime meyledip mazluma tokat atmanın, dinin içini boşaltanların, münafıklık yapanın, İslam dinini ticaret olarak kullananın, rüzgâra göre yön değiştirenlerin, kardeşi kardeşe kırdıranın, koltuk uğruna din ve imanlarını satanların, İmam Ali ile Muaviye'yi aynı kategoride görenlerin, battıkça batanların, herkesi tek tipleştirmeye çalışanların, paraya tapanların, adaletten zerre miskali nasiplenmeyenlerin, kula kul olmaktan yarışanların, insanlıktan nasiplenmeyenlerin, yürüyen birer ölü olanların, vicdanları kararmışların, sivil halkı katledenlerin, insanları harcayanların, kendini yıkılmaz ve sarsılmaz görenlerin, haysiyet ve onur yoksunlarının, satılmışlığı erdem görenlerin, ahlak yoksunu olanların, halkları köle görenlerin, iftiracıların, yalan konuşanların, hak ile batılı bile bile karıştıranların, kardeş dediklerini arkadan hançerleyenlerin, Filistin edebiyatı yapıp İsrail'e dost olanların, ülkeleri perişan edenlerin, haksız kazanç elde edenlerin, hırsızlık, yolsuzluk yapanların, halka İsa'yı, Musa'yı anlatıp kendileri Firavun ve Nemrut olanların, Allah'tan başkasına boyun eğmeyeceğiz deyip “mesajı” kıyam halinde dinleyenlerin, İmam Hüseyin'den örnek sunup Yezitleşenlerin, fakire şükretmeyi tavsiye edip saraylaşanların, insanları Kuran'a davet edip Kuran'ın bir kısmına inanmayanların işledikleri suçları iyilik görenlerin, öldürülmüş kadın cesetlerin teşhir edenlerin, bir kaç yüz kişiyi bahane edip şehirleri komple yakıp yıkanların, kadın çocuk yaşlı ayırımı yapmadan hedefe ulaşma adına toplu katliam suçu işleyenlerin, hedefe ulaşma noktasında her yolu mubah görenlerin, ülkenin NATO tarafından işgalini müttefiklik görenlerin, İsrail'e ihtiyaç duyanların, ABD'siz bir dünyayı hayal edemeyenlerin, kardeş katili olanların, ilahi ve evrensel değerlerin düşmanı olanların, halkların meşru taleplerine kör ve sağır olmuşların, yakmadan yıkmadan yaşayamayanların, kötülüğü iyilik görenlerin, kendilerine itaat etmeyenleri “hain” ilan edenlerin, ölümü düşünmeyenlerin, dini siyasete alet edenlerin, hayatları hep zikzaklarla geçenlerin, kendi hata ve suçlarını görmek istemeyenlerin, isim ve etiketleri âlim veya cahil, dindar veya dinsiz, zalim veya mazlum, tarikat veya siyasi parti, ümmet veya faşist, yazar veya spiker, beyaz veya kara, Siyonist veya emperyalist, hacı veya tefeci, Şeyh veya mürit, muhtar veya aza, bakan veya vali, köylü veya şehirli fark etmeksizin işledikleri bu suçların ve iğrençliklerin hesabını vermede, vicdanlarını rahatlamada, bir arayış içine girdiler. Tespit ettikleri sonuç ise yine yaşamları gibi çirkef ve iğrençliklerle dolu bir yolu seçtiler.  
 
PKK'yı bahane edip, Kürtleri iyi Kürt ve kötü Kürt, Suriye Lübnan, Irak, Yemen ve Bahreyn'de işledikleri suçları örtme adına da İslami İran'a saldırmak ve iftira atmakla Besmele yerine; ya ABD, ya İsrail, ya NATO, ya BOP diyerek BOP'çuları, NATO'cuları, Siyonistleri, emperyalistleri, Cüppelileri, cüppesizleri, kravatlı, kravatsızları, badem bıyıklıları satılmışları karaktersizleri;  dergilere, TV'lere, gazetelere, internet sitelerine, cemaatlere, tarikatlara, derneklere, spor salonlarına, kültür merkezlerine ellerine mikrofon ceplerine para bırakarak “İslam kılıklı Siyonistleri" halka saldılar.
 
Öyle ki; atanmışın birinin bir toplantıda: “İran'da Kürtlerin bir şehirden bir şehre seyahat etme özgürlükleri yok, bizde ise öyle bir sıkıntı yok” deyip içine düştüğü cehalet batağından haberi bile yok. Oysa İran'ı az çok takip edenler, İnkılâp öncesi bile Şah'ın kişisel uçağının isminin “Kürdistan” olduğunu bilirler. Hatta Şah o dönemde Ankara'yı ziyaret ettiğinde sorun olmuştu. Çünkü Ankara'ya “Kürdistan” isimli bir uçak inmişti. Hatta askerler bu durumdan hiç hazzetmemiş ve rahatsızlıklarını dile getirmişlerdi.
 
İnkılâp sonrası için ise bu konu ile ilgili sadece bu üç örnek yeterli sanırım;
 
1-      2006'da İran'da Cumhurbaşkanı olduğu dönemde bakanlar kurulu toplantılarını ülkenin değişik eyaletlerinde gerçekleştiren Ahmedinecad, İran'ın Kürdistan eyaletinde bakanlar kurulu toplantısında “Kürdistan medeniyetin beşiğidir” ifadelerini kullanmıştı.
 
2-      2014 yılının Aralık ayında Rehber'in Kürdistan ziyaretinde halkın ilgisi bir hayli fazla olunca bu durum basına konu olmuştu.
 
3-      2015 Temmuzunda Hasan Ruhani beraberindeki heyet ile birlikte vilayet yetkilileri ve halk ile görüşmelerde bulunmak üzere İran'ın Kürdistan Sina kentine ziyarette bulunmuştu. IŞİD'in Kürdistan bölgesi ve Irak'a yönelik saldırılarına da değinen Ruhani; İran Kürdistan'ı kadar Erbil'in güvenliğini de önemsiyorum “Biji Kürdistan” (Yaşasın Kürdistan) diyorum diye konuşmuştu.
 
İran'da bütün Kürtler dünyanın her tarafına seyahat edebiliyorken, nasıl olur da İran'ın içerisinde bir şehirden başka bir şehre seyahat edemiyorlar diye düşünememek. Elbette İran'ın da Kürtlere vermesi gereken bazı haklar vardır ama bunu Türkiye ile kıyaslamak gülünç bir duruma düşmektir.