'İmam' Amerika'nın adamı mı, yoksa korkulu rüyası mı?
9.06.2016

Suriye olaylarının patlak vermesiyle, kalplerdeki kinler, sinsilikler, projeler, paraleller, güce iman edenler, Amerika’ya ilah gözüyle bakanlar, hatta kameralar karşısında utanmadan sıkılmadan yüksek bir ses tonuyla “ey Amerika biz kullanılmaya daha elverişli daha sadık daha iyi bir köleyiz, bizi kullan” diyen zihniyetin kirli ve alçak kalemşorları; ümmetin medarı iftiharı, mazlum ve mağdurların umudu, Amerika’nın ve diğer tüm mustekbirlerin korkulu rüyası, peygamber evladı, umutsuzluğa kapılanların umudu, karanlık çağın sönmeyen mumu, ezilen ve sömürülenlere bereket kurumuş toprakların suyu, kaybedilen değerlerin hazinesi, kör olmuş gözlerin ışığı, sağır olmuş kulakların sesi tat duyusundan mahrum olmuş dillerin tadı, işlevsiz ellerin eli, pıhtılaşmış kanların pompası, duran kalplerin pili, yürüyen ölülerin ruhu, Rahmetli İmam’ın Amerika’nın adamı olduğu yönünde iftira kampanyasını başlattılar.

 

İlk önce Amerika’nın Türkiye ve İran’daki varlıklarına bir göz atalım.

Amerika’nın Türkiye’deki üsleri; Ankara, Karamürsel, Sinop, Hakkâri, Hatay, Erzurum Kargapazarı’nda dinlenme üsleri, Ankara Cevizlibağ Elmadağ, İstanbul ve İzmir’de dinlenme ve hareket merkezleri, Adana, Hatay Toroslar’da CIA Gladio eğitim üssü, Tekirdağ Çorlu Havaalanı lojistik destek üssü, Konya’da Awacs erken uyarı uçakları, Gaziantep ve Batman Havaalanı lojistik destek amaçlı havaalanları, heronların üssü, Sabiha Gökçen Lojistik Destek Havaalanı

Mersin Taşucu limanı, limanda, liman ve helikopter pisti, İskenderun limanı, Türkiye’nin en geniş konteynır alanına sahip olması, Adana İncirlik nükleer bombaların yer aldığı Amerika’nın bölgedeki tek hareket üssü, Diyarbakır hava üssü, Mardin İncirlik üssüne ve İskenderun'a gelen Amerikan askerleri ve teçhizatları için geçiş yeri, Şanlıurfa yakıt ikmal üssü…

Peki, Amerika’nın İran’daki üsleri; sıfır üs ve hareket merkezi. Sadece Amerika'ya kin duyan ve Amerika’nın yok olmasına çalışan bir kutlu İnkılâp…

Ya NATO’nun Türkiye’deki üsleri; İncirlik hava üssü, İzmir hava üssü, Çiğli de bulunan Avrupa’daki Amerikan hava kuvvetlerine bağlı 42 uçak ve 300 personeli. Üsse Hawk ve Roland füze sistemleri konuşlandırılmış…

Şile üssü; Stinger füzelerinin fırlatılması için uluslararası standartlara sahip bir atış alanı, Konya’da 3 ana jet üssü, Balıkesir'de 9 hava jet üssü, Muğla'da Aksaz deniz üssü Ankara Ahlatlıbel, Amasya Merzifon, Bartın, Çanakkale, Diyarbakır Pirinççik, Eskişehir, İzmir Bornova, İzmit, Kütahya, Lüleburgaz, Sivas Şarkışla, İskenderun, Ordu Perşembe, Rize Pazar, Erzurum ve Mardin'de NATO'ya bağlı birleştirilmiş hava hareket merkezleri bulunmaktadır. Tabi bunlar bizim bildiklerimiz muhtemelen bilmediklerimiz bildiklerimizden fazla.

Peki, İran daki NATO usleri; sıfır, 37 yıldır uçup gideli…

Bursa Amerikan Koleji, İzmir Amerikan Kız Koleji, İstanbul Amerikan Bristol Hastahanesi Ebe ve Hemşire okulu, İstanbul Amerikan Koleji kız kısmı, İstanbul Robert Koleji lise bölümü, Tarsus Amerikan koleji, Amerikan kız lisesi, Merzifon Amerikan Koleji, Fırat Amerikan Koleji… kolej ve okullar saymakla bitmediği gibi bankaları, şirketleri, büyük elçilikleri ilaç firmaları, siyasi partileri, siyasetçileri, vakıfları, dernekleri... hatta ve hatta İslami cemaatleri!!

Peki, İran’da; sadece Amerika’nın yok olması için 37 yıldır çalışan ve üreten imanlı bir gençlik ve kurumlar.

Şimdi vicdan sahibi olan insanlar bu verilere bakınca kimin Amerika’nın adamı, kimin Amerika’nın kulu ve kölesi olduğunu daha net anlamış olur sanırım. “İslâm’ın Kuran’ın ve Peygamberin asıl düşmanı süper güçler ve bilhassa Amerika ve onun şirret çocuğu İsrail” diyen, “ateşli ve ateşsiz silahlarınızı yani kalem söz ve makineli tüfeklerinizin namuslunu birbirinize değil insanlık düşmanlarına ve onların başında gelen Amerika’ya çevirin” diyen, “Amerika’nın bizi övdüğü gün matem tutmak gerek” diyen, “asker çıkarırız diye korkutmaya çalışmayın bizi, sizin askerlerinize mezar ederiz burayı” diyen, “Amerika ve İsrail İslam’ın aslına düşmandır” diyen, “esaret ve kölelikten kurtulmak için İslam düşmanlarının üzerine üzerine gitmelisiniz” diyen, “ey dünya mustazafları kalkınız ve süper güçlerin karşısında kıyam ediniz eğer onların karşısında direnirseniz onlar hiç bir şey yapamazlar” diyen, “Allah sömürgecilere lanet etsin. Bize sadece dua yapma görevini belirlediler. Bizim görevimiz neden sadece duacılık oluyormuş. Bizim görevimiz kılıç tutmaktır. Vazifemiz hükümet kurmaktır.” diyen, buna benzer yüzlerce cümle ve söz söyleyen ve tarihe altın harflerle geçen iz bırakan bir İmam Humeyni...

Diğer taraftan ise Amerika’nın askerlerinin sağ salim evlerine dönmesi için dua eden zihniyet. Şimdi kim Amerika’nın ve Amerikancı İslam’ın dostu, kim korkulu rüyası? “İslam ülkelerinde kirli eller Şiiler ve Sünniler arasında ihtilaf yaratıyorlar. Bunlar ne Şii ne de Sünni’dirler. Bunlar emperyalizmin elleridir. İslam ülkelerini ellerimizden almak istiyorlar. Bizler namazda ellerimizi yanımıza mı bıraksak yoksa göbeğimize mi koysak diye kavgaya tutuşurken zalimler bu kolları nasıl kessek diye düşünüyorlar. Şunu hiç unutmayınız ki biz her şeyden önce Kuran ve Tevhid ehliyiz. Hepimiz Kuran ve tevhid uğruna hizmet vermeliyiz” deyip, Müslüman halklar arasındaki vahdete dikkat çeken İmam Humeyni, diğer taraftan “ha İran ha İsrail” diyen bir zihniyet. Şimdi kim ABD’nin adamı, kim düşmanı?

Tarihe damga vuran kutlu İnkılâp, CIA’yı şoke uğratıp Amerika’nın varlığını, sahte ilahlığını, istikrarını, kurumlarını, sistemlerini yerle bir etmişken, o dönemin CIA şefi Stanfy İnkılâp hakkında 'iki konuda öngörüsüzlük ve başarısızlığa uğranıldı' diyor. “75 yaşında sürgündeki bir adamın şaha muhalif gruplara hükmedeceğini ve İran ordusuna rağmen İnkılâbı bu kadar çabuk gerçekleştireceğini beklemiyorduk” diye kaybettiklerini aslında açığa vuruyordu. Karşı devrim yapmak isteyen Amerika’ya her seferinde yenilgi üzerine yenilgi tattıran İmam, hatta zihinlerde oluşan “büyük Amerika”, “güçlü Amerika”, “hükümran Amerika” putunu yerle bir etmiş ve Amerika’nın tüm tehditlerine karşı, Amerika hiç bir halt işleyemez diyen nurlu mübarek bir İmam Humeyni…

Diğer taraftan fikirlerini bile Amerika’dan izinsiz beyan etmeye cesaret edemeyen zihniyet… Şimdi kim Amerika’nın kulu kölesi ve adamı, kim de Amerika’nın baş belası ve dişlerini söken devrimi, İmam’ı itibarsızlaştırma adına iftiraya başvuran. Bu gruplar, gün geçtikçe daha da rezil bir duruma düşmekten öteye geçemeyip, İnkılâp ve İmam ise her gün yeni insanların kalplerinde bir daha çıkmamak adına yerlerini almış gidiyor… İnkılâba olan kininizle geberin.