İdlib ısrarı!
5.03.2020

Amerika, İsrail, NATO ve BOP'un herhangi bir İslâm ülkesinde vuku bulmuş bir yangına su ile müdahalesini ‘SÜNNETULLAH'a aykırı bilen bizler…

Aynı şekilde Amerika, İsrail, NATO ve BOP adına çalışanların da kesinlikle bu tür yangınlara su dökmenin yerine benzin döktüklerine inanıyoruz!

Bu ülkede;

Herkesi Türk olmaya zorlayanların Türk olmadıklarını,

Şii düşmanlığı yapanların, Sünnî olmadıklarını,

İslamcılık yapanların Müslüman olmadıklarını,

Vatanperverlik yapanların, çifte vatandaşlık hakkına sahip olduklarını,

Ezanlar susmayacak diyenlerin, namaz kılmadıklarını,

Bayraklar inmeyecek diyenlerin, Dolar ve Euro ile kule yaptıklarını,

Şehitliğin faziletini anlatanların, dünyaya ve koltuğa taptıklarını,

Osmanlıcılık yapanların, Rum torunları olduklarını,

Suriye'ye savaş açalım diyenlerin Türkiyeli olmadıklarını gayet iyi biliyor ve şahitlik ediyoruz!

Muradı büyük İsrail olanın elbette iddiasının din, söylemlerinin de demokrat olması gerektiğini de!

2011 den beri ekran koruyucu görevi yapan asalaklarla toplumun beyninin yıkanıldığı,

Ne bu asalakların usandığı ne de toplum olarak yeter artık diyemeyeceğini de biliyoruz!

Talimatla konuşan soytarıları ve aklını kullanmayan toplumu da.

Eskiden İslâm ve Müslümanlara ne gibi tuzaklar kuruyorlar diye,

Düşman Washington ve Tel Aviv'in internet haber sitelerini takip eden bizler,

Artık İngilizce, İbranice siteleri değil adı ve amblemleri İslâmî, dili Türkçe olan sözde İslami, özde Siyonist sitelerden takip eder durumdayız.

KIBLELERİ

Washington, Tel Aviv, Riyad, Londra…

İLAHLARI

Trump, Netenyahu, Selman ve yerli işbirlikçi...

SERMAYELERİ

Dolar, Euro, Riyal, İsrail Yeni şekeli...

DESTEKÇİ ORDULARI

NATO, Pentagon, İsrail ordusu, İslam (!) Ordusu...

ISTIHBARAT AĞLARI

CIA, Mossad, MI6... olanlar;

Ülkeyi uçurma götürmek üzere anlaşmışlar!

Amerika'nın bölgede barınması İsrail'in rahat bir nefes alması ve genişlemesi uğruna,

İslami, Kur'an-i tüm terimleri işgal edip halkı Müslüman olan iki ülkenin savaşından yana olmayan her onurlu bireyi,

Devlet, din, iman, Kur'an, bayrak, ezan ve vatan haini ilan eder duruma gelmişler.

Kırmızıçizgimiz KUDÜS yalanlarıyla

İran gibi ambargoya,

Suriye gibi işgale,

Hizbullah gibi saldırıya,

Ensarullah gibi kıyıma uğramanın yanından bile geçememişler.

Amerika ve İsrail ile birlikteliklerini gizleme gereğini duymayacakları kadar utanmaz bir hale gelmişler.

Amerika, İsrail ve NATO ile beraber Suriye'yi vurmada bir beis göremeyecek kadar tanrılarıyla beraber çıldırmış duruma gelmişler.

28 Şubat 'ta;

“Yakasına yapışacağız, hesap soracağız” dedikleri tüm güncel Firavun ve Nemrutların zümresine çantacılık yaptıklarından habersiz cenneti hayal eder duruma gelmişler.

Suriye halkının daveti üzerine Suriye'de bulunuyoruz ilahî (!) emri dillerinden düşürmemekle,

Esad'ın,

“Hedefimiz terörist gruplardır!”

Erdoğan'ın,

“Hedefimiz rejim unsurlarıdır!”

Esad'ın,

“TSK aradan çıksın biz terörist gruplarla mücadele ediyoruz!”

Erdoğan'ın

“Rusya aradan çıksın bizi rejimle baş başa bıraksın!”

Esad'ın,

“Suriye düşürse Türkiye de düşer!”

Erdoğan'ın,

“Terör ve zalim rejimin sınırlarımıza dayanmasına müsaade etmeyiz” cevabında ki çelişkilerden bihaber olmuşlar.

Amerika'nın bizimle dost ve müttefik olmasıyla, ülkenin sorunlarının çözüleceğine inananları,

Amerika'nın ülkeyi ve halkları kandırdığına inandırmak elbette mucize olur.

Oysa bu coğrafyada Esad'a en çok teşekkür etmesi gereken öncelikli kişi ve ülke Erdoğan ve Türkiye olmalıydı.

Amerika ve İsrail'in bölgede uygulamaya çalıştığı proje, Esad'ın dik duruşu ve ‘DIRENIŞ'in demir yumruğuyla boşa düşmüş durumda.

Irak ve Saddam, Libya ve Kaddafi'nin kaderi ortada.

Esad Amerika ve İsrail'e direnmemiş olsaydı akıbeti Saddam ve Kaddafi'nin akıbetinden farklı olmayacaktı.

Esad gittikten sonra sırada ki kurban Erdoğan ve Türkiye olacaktı!!

Esad'a minnettar olması gereken Erdoğan ve Türkiye yanlış yapmaktan vazgeçmeli artık.

ABD, İsrail ve NATO'nun gazı ve görevli provokatörlerin sosyal medya hesaplarına göre düşmüş bir Şam,

El ve gözleri bağlı bir şekilde İmralı'ya indirilmek üzere uçağa bindirilmiş esir bir Esad,

Teslim olmuş bir Suriye ordusu,

Suriye'yi terk eden bir Rusya ve

Muhasara altına alınmış bir Kremlin sarayı!

Topraklarımıza katılma anlaşması yapılmış bir İdlib,

Topraklarımıza katılması için yapılan müzakerelerde ilerleme kaydedilmiş bir Moskova yoktur!

Bu işler GB'ları bol ve kahve içmek için uğradıkları Starbucks kafelerde ayak ayak üstüne atan, ergen İslamcıların twitleri ile olmaz.

Bahsedilen savaş olursa; bırak uluslararası kamuoyunu, trolleri bile ikna edecek bir durumun bulunamayacağı gerçeği söz konusu!

İman ettiğimiz ilâh,

Asrın Firavun ve Nemrutlarından destek sözünü alanları değil,

‘DIRENIŞ'in yanında duranları AZİZ kılacak olandır!

Mağdur ve mahrumların ekmek ve aşa,

Rantçıların ise savaşa ihtiyaç duydukları bu günlerde,

Türkiye Suriye savaşı Müslüman halkların arzu ve isteği değil,

BOP, NATO,  ABD ve İsrail'in dayatmaları sonucu olan SİO-EMPERYAL bir proje ve arzudur.

Ve senaryosu bize ait olmayan bu savaşa tüm Müslümanların dur demesi gereklidir.

Bizim bu öfke ve feryadımız zannedildiği gibi Suriye'nin zorda olduğu ile ilgili değil,

10 yıldır 100'ün üzerindeki işgalci devlete direnen bir Suriye'nin bu savaşa da direneceğini biliyor olmamıza rağmen,

Türk ve Suriye askeri çarpışırken Amerika ve İsrail askerinin kahkaha atmasına gönlümüzün razı olmamasındandır.

Şam'ı alıp alamama, taş üstünde taş bırakıp bırakmama, İdlib cephesine gidip gitmeyeceğinize olan inancınızı bilmem. Bildiğim tek hakikat,

Bu yanlış politikada ısrar etmeniz, milletin taleplerine kulak tıkamanız, savaş sevdanız, kibriniz, milliyetçiliğiniz ve üstün ırk anlayışınız devam ederse,

Bırak Suriye ile savaşı Amerika ve İsrail ile yapacağınız bir savaşta bile taraftar bulamayacağınız gerçeğidir!

Bu yanlıştaki ısrarınız, görmek istemediğiniz halkı,

Hoparlörlerden okunan salalardan,

Camide okunan FETİH süresinden,

Meydanlarda atılan tekbirlerden,

Balkonlara asılan bayraklardan,

Minarelerden yankılanan ezanlardan,

Korunması gereken vatan ve sınırdan…

Demem o ki tüm kutsallardan dinden, imandan, Kuran'dan, İslam'dan nefret eder hale getirdiğiniz!

Eğer amacınız Amerika ve İsrail'in Suriye'ye yerleşmesini sağlamak ise karşılaşacağınız,

2006'da işgal için Lübnan'a giren Siyonist rejimin Lübnan'dan çıkmak için BM'yi devreye sokmak zorunda kaldığı gibi Suriye'den de çıkmak için BM'yi devreye sokmak zorunda kalacakları gerçeğidir.

Bugün batırmaya çalıştığınız bir gemiye binmek isteyeceğiniz günleri göz ardı etmeyin.

Gelin hep beraber Allah'ı şahit tutarak,

Halkı Müslüman olan iki ülkenin savaşından,

Mutluluk değil üzüntü duyacağımızı,

Dikte edilmeye çalışılan bu savaşın, biz Müslüman halkların iradesi dışında,

Kendini ilah gören Trump ve Netenyahu'nun isteği olduğunu ve bu oyuna gelmeyeceğimize söz verip,

Allah'ım:

Biz bu günaha ortak olmayacağız,

Elimizi Müslümanların kanına,

Ayaklarımızı Müslümanların toprağına,

Dilimizi Müslümanların namusuna,

Gözümüzü Müslümanların malına dikenlerden olmayacağız deyip tövbe edelim. Edelim ki Suriye'de sebep olduğumuz bunca ahlar bizi tutmadan,

Yaklaşmakta olan ilahî azap ve belalardan kurtulabilelim!!